SADIK ARKADAŞIMA . . .
Cuma kapusuna
varmak samimiyet gerektirir, samimiyetlerin en samimisiyle niyetlenmeyi
gerektirir. Yola çıkıp öylesine yürümek yeterli değildir, yolla birlikte yol
olmayı gerektirir. Sen öyle bir çırpıda soruverdin amma cevabı hemen söylemek
mümkün değildir.
Şehrin
ışıklarıysa hala yolumu aydınlatan Cuma kapısına doğru giderken, aslolan ışığı
kaybetmişim demektir. Şehrin anlamsız gürültüsüyse eğer hala beni uyanık tutan,
gönlümüzün asıl ezgilerini unutmuşum demektir. Uyanık kalabilmek ezgilerimizle
mümkün değil midir can? Ben hangi seslerin ayakta tuttuğu adamım o zaman? Ben
asıl Işığı unuttuysam eğer hangi aydınlığın sarhoşluğundayım can? Aydınlıkları,
aydınlanmayı karıştırdım birbirine can, ayık oluşumun vesilesi sesleri
karıştırmışım can. Sesleri ve aydınlıkları kaybettim; Cuma kapusuna erişemedim.
Ayaklarım
mıdır beni ilerleten, hangi vasıtadır beni Cuma kapusuna yetiştiren?
Ayaklarımdan bi haberim can, bindiğim arabadan bi haber. Neyi nasıla kattım
amma cevaplardan bi haberim. Koşuşturmalarım “bir” edir ancak bilirim amma
“bir”den bi haberim can. “Bir” i kendime anlatamadım, Cuma kapusuna varamadım.
“Bir”den
gayrı neye sarıldıysam “terkedildim” can, yetmedi bu bütün terkedilmelerin
manasız acıları, hala “bir”den gayrısına meyleder durur nefsim. “Bir”e sensiz
gitmek olmaz can, “bir”i sensiz anlamak olmaz, “bir”e sensiz yetişebilmek ne
mümkün.”Bir”e can feda diyemedim, Cuma kapusuna yetişemedim.
Cuma
kapusuna “yük”ü yük edip gidilir mi hiç? Nice yük varsa yüklenip yol alınır mı
hiç? Yola ihanet değil midir bunun adı, yola saygısızlık değil midir? “Yük”ü
anlatan şiire ihanet değil midir bu, “yük”e haddini bildiren şaire saygısızlık
değil midir bu? Omuzlarıma, gametime bakmadan yüklendim yüreğimden gayrı
bulduğum cümle yükleri. Yüklerin hepsine birden “HITTA” diyemedim, Cuma
kapusundan içeri giremedim.
Aşk
gerektirir Cuma kapusunda dumana karışmak. Âşık olmayı gerektirir Cuma
kapusunda çayı yudumlamak. Aşk ancak “yar” olmakla olur can, aşk yâre layık
olmakla olur. Aşk yâre feda olmakla olur, yâri feda etmekle değil can. Yâri
dünyalıklara değişmekle olmaz, yar için dünyalıklardan geçmekle olur. Aşk yâri
korumakla olur. Dünyalıklardan ve dünyalılardan mağaraya sığınmakla olur aşk.
Dünyalılar dünya uğruna peşindeyken yâre sarılıp bir mağaraya sığınmakla olur
aşk. Dünyalılardan kaçamadım can, mağaraya sığınıp yâre sarılamadım, yâre
sarılıp, üzerimdeki bütün dünyalıkları dünyanın mağaraya koşan deliklerine
tıkayamadım. Dünyalıları da, dünyalıkları da satamadım, Cuma kapusuna layık
olamadım…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder