Yıldırımları yumuşatırdı
göğsünde
Göğe gözlerini saplarken
Tüttürdüğü sigarasının
griliğinde
Elleri ceplerine ayazı
taşırdı
Korkak ve bakımsız
köpeklerin kokusu sinerdi üstüne
Yürüyüş üzerineydi talimi
Kaldırım taşlarıyla olan
merhabası
Kesilmezdi.
Soluğuyla tuttuğu hayatın
ipi
Ulanırdı bir örümcek ağına
Çamlarla olan
arkadaşlığından kalma
Üzerindeki cümle dertlerin
yeşilliği
Cebinde dededen kalma
köstekli
Saatlere aşina değildi
Sırtlandığı hatıraydı
çünkü.
Beş davetten bilirdi vakti
Bir cebinde güvercinlere
yem
Bir cebinde çocuklara
şeker
Yalnızlığını öğütürdü
çarşı değirmeninde
Kokuyu ve rengi verene
şükürdü sesi, hali
Buğday taneleri adedince
Şehrin kaldırımlarında
sureti yabancı
O, bir koluna bastonunu bir
koluna yalnızlığı
Alır çıkardı kimsecikler
yokken.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder