ÖZ
Türk kadını, tarihin her döneminde kendini etkin kılmıştır. Çağın şartlarına uygun bir biçimde, gerektiğinde en yaman ere denk bir şekilde meydana atılmış gerektiğinde en iyi ana olmuş, yönetimde bizatihi söz sahibi olmuştur. Hiçbir zaman elini taşın altına koymaktan çekinmemiştir. Zaten Türk geleneklerine göre kadın sosyal hayatın tamamen içindedir. Türk kadını bozkır yaşamından cephe şartlarına kadar her daim zorluklara göğüs gerip sosyal hayata katkısıyla var olup devletine, halkına karşı olan sorumluğunu hiçbir zaman unutmamıştır. Bu makalenin gayesi Türk kadının İslamiyet öncesinde ve İslamiyet’in kabulünden sonrasında sosyal hayattan, devlet yönetimine kadar ne kadar etkin olduğunu bir nebze anlatmaya çalışmaktır.
GİRİŞ
Türkler oldukça geniş bir coğrafyaya yayılmışlardır. Her yaşam alanı bireye yeni özellikler katar. Çevreye uyum hayatta kalmanın birinci şartıdır. Bunun yanında sosyal hayatı dönemin şartları elbetteki etkileyecektir. Bozkır döneminden yerleşik yaşama kadar Türkler birçok devlet kurmuşlar mefkûreleri için her daim mücadele etmişlerdir. Bu demektir ki biz hem cihana hakim olup hem de bu hakimiyetin sayesinde adaletle hükmetmeyi şiar edinmiş bir milletiz. Türk milleti gerek İslam öncesinde gerek sonrasında bu mefkûre için çabalamış kadın erkek demeden bu uğurda mücadele edecek birçok evlat yetiştirmiştir. Nitekim İlber Ortaylı’nın da dediği gibi: ‘’Bizim hayali Türk kahramanlarına ihtiyacımız yok; her devirde, coğrafyanın her yerinde varız zaten. ‘’(Ortaylı, 2023, s.42) Burada da gördüğümüz gibi zaten Türk tarihi birçok kahramanı yetiştirmiştir. Ne kadar erkek kahramanlarımız öne çıksa da şanlı Türk tarihi birçok kadın kahramanı yetiştirmiştir. Ben de kahraman Türk kadınından bahsetmeden edemedim. Türk kadını hiçbir şartta geride durmamıştır. Kahraman Türk kadınının siyasetten sosyal hayata kadar yerinden bahsedeceğim.
TÜRK TARİHİNDE KADININ YERİ VE SOSYAL HAYATTAKİ ROLÜ
1.TÜRK DEVLET TEŞKİLATINDA VE SİYASETİNDE KADIN
Türkler birçok toplumun aksine kadına her çağda önem vermiştir. Bugün birçok modern denilen devletlerin bir çoğunun geçmişinde kadınlar çok zor durumlarda kalmış hatta toplumdan soyutlanmıştır. Türkler ise bozkır yaşamından günümüze kadar kadını el üstünde tutmuş ona hak ettiği değeri vermişlerdir. ‘’Kadının devlet teşkilatında yerinin en güzel örneği ‘’fermanların ve muhakkak surette ‘Hakan ile Hatun buyuruyor ki…’diye başlaması lazımdı. Hatun, hakanın solunda otururdu. Siyasi konuşmalarda, elçilerin kabullerinde hazır bulunur ve harp meclislerine iştirak ederdi.’’ (Çandarlıoğlu, 1966, s.22 akt. Kuzakçı, 2023 s. 57) Hatta kimi zaman güçlerini analarından aldıklarını belirtmişlerdir. Mesela Kül Tigin Yazıtı Doğu yüzü 31. Satırda geçen ‘’ Umay gibi annem hatunun kutu sayesinde Kül Tegin erlik hakkını elde etti.’’ Burada ‘’Kut’’un İlteriş Kağan’ın eşi olan İlbige hatun’a da atfedildiğini görüyoruz. Bu aslında hatunun da devlet yönetiminde ne kadar etkin olduğunun göstergesidir. Çünkü kut devlet yönetim hakkını yani veraset sistemini etkileyen önemli bir kavramdı. Nitekim hatun kağan olmadığında devlet yönetmiş gerektiğinde naibelik yapmış en etkin şekilde siyasi faaliyetlerde bulunmuştur. Eşi vefat edince tahtı yöneten Türk kadınları arasında Boğarık Hatun özel bir yer almıştır. O eşi Belek ölünce Sabar Kağanlığını yönetmiş Doğu Roma ve Sasani İmparatorluklarına karşı muhteşem bir denge siyaseti uygulamıştır. Bu da Türk kadının siyasi zekasına işaret etmektedir. ’’Sabirlerin başında Belek isimli hükümdarları vardı. Onun ölümünden sonra oğulları çok küçük olduğu için yerine eşi Boğarık Hatun geçmişti. Boğarık Hatun Bizans kaynaklarında da çok kudretli bir hükümdar olarak yer aldığı gibi güzelliğiyle de meşhur bir hatundur. Boğarık Hatun aynı zamanda yüz bin kişilik bir ordu kumanda etmiştir.(Tellioğlu 2016, s. 216-220 akt. Kuzakçı, 2023 s. 65) Burada Boğarık Hatun’un yalnız devlet yönetmekle kalmadığını ayrıca asker sayısı oldukça fazla olan bir orduyu kumanda ettiğini görüyoruz. Bunun yanı sıra Tengriken Asena ve Padişah Hatun gibi bazı kadınlar siyasi evlilikler yaparak devletine katkıda bulunmuştur. Tengriken Asena Kuzey Chou Devleti’nin imparatoru Wu ile evlenmiş Çin sarayında en yüksek ünvanlara erişmiştir. Padişah Hatun ise İlhanlı Hükümdarı Abaka ile evlenmiştir. Bu evliliği Kutlughanların siyasetinde etkin olan annesi Kutlug Terken Hatun istemiştir. Padişah Hatun annesinin de etkisiyle İlhanlıların siyasetinde etkili olmuştur. Türk kadınları bazen taht için en güçlü aday olmuşlardır. Buna en güzel örnek Raziye Begüm Sultan’dır. Babası İltutmuş onun hakkında şunları demiştir: ‘’Benim oğullarım zevklerine düşkündür. Hiçbirisinde memleket idare edecek basiret yoktur. Raziye kadındır ama zeka ve basiret bakımından biraderlerinin hepsinden üstündür.’’ (Uydu Yücel, 2024 s.124) Yani Raziye Begüm Sultan taht için en uygun kişiydi çevresinindeki bazı kişilerin tepki göstermesine rağmen babası bu düşüncesini belirtmekten çekinmemiştir. Türk kadınları devlet yönetimin yanı sıra gerektiğinde devletin kurulmasını bile sağlamışlardır. ‘’Memlüklerin ilk sultanının (1250) Şecereddür Sultan olduğu bütün tarihçiler tarafından kabul görmemektedir. Bu durumun ana sebebi Şecereddür Sultan’ın kadın olmasıdır. Dolayısıyla bazı tarihçiler de daha sonra evleneceği eşi Atabeg İzzettin Aybeg’i Memlüklerin ilk sultanı olarak kabul etmektedir.’’ (Kuzakçı, 2023 s. 79) Bütün bu güzel örneklerden çıkarabileceğimiz gibi Türk devlet geleneğinde kadın karşılaştığı zorluklara rağmen siyasette geri planda kalmamıştır.
2.ASKERİ YETENEK VE GÜÇ
Türk kadını siyasette etkinliğinin yanında iyi bir askeri zekaya ve güce de sahiptir. Zaten siyasi zeka askeri güçle pekişir. Buna en güzel örnek ise Tomris’dir o Kirus ile yaptığı savaşta Turan taktiğini kullanmış Persleri yenmek için türlü hamleler uygulamıştır. ‘’Pers ordusunu yormak ve yıpratmak için de sürekli ani akınlarda bulunuyorlar, kurtlarını ulutuyorlar ve eğlenceler düzenleyip kımız içerek, sabaha kadar naralar atıp düşman askerlerinin morallerini bozuyorlardı. Pers ordusu alışık olmadığı bu yöntemi çözmekte zorlandı, öyle ki daha kuzeye doğru çekildiklerinin bile farkında değillerdi. Zira Tomris kuzeyde yaşayan halkların da kendileri ile birlikte hareket etmelerini sağlamışlardı. ‘’(Uydu Yücel, 2023, s.23) Ayrıca Tomris Hatun Boğarık Hatun gibi savaşlar için kadınlardan oluşan birlikler kurmuştur ve bu birliklerde Türk kadınlarının kılıç kuşanıp en ön saflarda savaşmalarını sağlamıştır. Zaten bozkırda yaşam için askeri eğitim şarttı. Her Türk asker doğar sözünün günümüze kadar yaşamasının sebebi de budur. Mesela Mama Hatun da buna güzel bir örnektir : ‘’Dört kardeştiler ve bir ağabeyi ve iki ablası vardı. Mutlu bir çocukluk geçirdiği söylenebilir ancak ablalarından çok ağabeyi ile oynamak, onunla kılıç kuşanmak, ata binmek istedi. Bu isteği ağabeyi tarafından kabul edilmeyince yılmadı; ata bindi, kılıç kuşandı, ok atma talimleri yaptı ve deyim yerinde ise kendisini tam bir süvari savaşçı yetiştirmek için çaba harcadı.’’ (Uydu Yücel, 2024, s117) Mama Hatun abisinin tepkilerine rağmen kendini en güzel şekilde yetiştirmiş bunun karşılığını ağabeyi Nasırüddin Muhammet ölünce Saltukları yönetirken almıştır. Mama Hatun gibi birçok Türk kadını devleti için kendini en iyi şekilde yetiştiriyordu ve karşısına çıkan olumsuzluklar ve engellemeler onları vazgeçtirmiyordu.
3. TOPLUMDA SAHİP OLDUKLARI KONUM
Türk kadınları sosyal hayatın bir parçasıydı, buna uygun olarak birçok hakka sahipti ve toplum içerisinde hak ettiği saygıyı en güzel şekilde görüyordu. Özellikle evlilik konusunda kadınlar mağdur olmalarını engelleyecek birçok hakka sahiptiler. Buna en güzel örnek çeyizdir. Çeyiz evlenecek kızların kendi özel mülküydü çeyiz ve diğer evliliğe ilişkin gelenekleri Dede Korkut hikayelerinde de görebiliriz. ‘’ Nitekim kızların kendi eşlerini seçmesi de serbestti.’’(Kuzakçı, 2023, s.41) Kadınlar erkeklerin bulunduğu ortamlarda ayrım gözetmeksizin yerini alıyordu. ‘’Eski Türk kağanları halkta birlik ve beraberlik ruhu yaratmak için, halkı bir araya getirerek yemekler yedirip eğlenmelerini sağlıyorlardı. Türk toplumunda bu tarz şenliklere kadın erkek birlikte katılırlardı.’’ (Ögel, 1971, s.125 akt. Kuzakçı, 2023 s.47) Bunun yanında bir çeşit futbol olan tepüğü kız erkek bir arada oynuyorlardı. Türk kadınının sosyal hayatta ilgileri üstüne çeken giyimi de son derece ihtişamlıydı bu yabancı devletlerin de dikkatini çekmiştir. ‘’Bizans sarayına gelin giden Hazar prensesi Çiçek Hatun’un evlilik töreni sırasında giydiği Türk tipi imparatoriçelik elbisesi ‘’çiçekion’’ (çiçek) uzun süre bir süre sarayda moda olmuştu. (Kafesoğlu, 2017, s.319 akt. Kuzakçı, 2023 s. 50 ) Birçok kayda göre kadınlar işlemeli ve mücevherlerin kullanıldığı görkemli kıyafetler giymişlerdir. Türk kadınlarının çeşitli alanlarda kullanabeleciği kendilerine ait mülkleri de vardı. Mesela Attila’nın eşi Arıkan Hatun’un kendine ait bir sarayı vardı. ‘’ Arıkan Hatun’un ayrı bir sarayı ve kendine mahsus hizmetçisi de vardı. Kendi köşkünde elçilik heyetleri kabul edebiliyordu. Arıkan Hatun’a getirdiği hediyeleri sunan Priskos ertesi gün Attila tarafından yemeğe çağırılarak onurlandırılmıştı. Arıkan Hatun’un kendine ait bir köyü ve arazisi olduğundan da Ayrıca da bahsedilmektedir.’’ (Kuzakçı, 2023, s.65) Tüm bu güzel misallerin bize gösterdiği gibi Türk kadını sosyal hayatta zaman ön plandadır ve hak ettiği saygınlığı her dönem görmüştür.
KAPANIŞ
İnsanların hayattaki düzeni sağlamasında büyük etkisi olan cinsiyetler arasında olmasını gereken dengeyi, Türk milleti çok güzel sağlamıştır. Bu denge sayesinde Türklerde kadınlar birçok toplumun aksine geri plana atılmak yerine birçok kademede, alanda erkekler kadar var olmuş devletine, milletine katkı sağlamasına imkân sağlanmıştır. Türk kadınları da bu imkânlar sayesinde en iyi şekilde Türk tarihine katkılarını sunmuşlardır. Kadın anadır, soyun devamıdır. Şüphesiz geçmişten günümüze bu şuurla hareket edilmiştir. Bu şuur nasıl Türkistan topraklarından Anadolu’ya onca zamana rağmen yaşatılmış ise bundan sonra da bize düşen şanlı Türk tarihinde kadının gördüğü saygıyı her daim yaşatmaktır.
KAYNAKÇA
Aktaran Başak Kuzakçı ‘’Tarih Boyunca Türk Kadını’’ 2. Baskı, İstanbul: Yeditepe Üniversitesi Yayınevi, 2023, s.47
Aktaran Başak Kuzakçı ‘’Tarih Boyunca Türk Kadını’’ 2. Baskı, İstanbul: Yeditepe Üniversitesi Yayınevi, 2023, s.50
Aktaran Başak Kuzakçı ‘’Tarih Boyunca Türk Kadını’’ 2. Baskı, İstanbul: Yeditepe Üniversitesi Yayınevi , 2023, s.57
Aktaran Başak Kuzakçı ‘’Tarih Boyunca Türk Kadını’’ 2.Baskı, İstanbul: Yeditepe Üniversitesi Yayınevi, 2023 s.65
Başak Kuzakçı ‘’Tarih Boyunca Türk Kadını’’ 2. Baskı, İstanbul: Yeditepe Üniversitesi Yayınevi 2023, s.41
Başak Kuzakçı ‘’Tarih Boyunca Türk Kadını’’ 2. Baskı,İstanbul: Yeditepe Üniversitesi Yayınevi, 2023 s.65
Başak Kuzakçı ‘’Tarih Boyunca Türk Kadını’’ 2. Baskı, İstanbul: Yeditepe Üniversitesi Yayınevi 2023, s.79
İlber Ortaylı ‘’Türklerin Tarihi’’ 7. Baskı, İstanbul: Kronik Kitap, 2023 s.42
Mualla Uydu Yücel ‘’Bozkırın Asenaları’’ 2. Baskı, İstanbul: Timaş Tarih 2024 s.124
Mualla Uydu Yücel ‘’Bozkırın Asenaları’’ 2.Baskı, İstanbul: Timaş Tarih: 2024 s. 23
Mualla Uydu Yücel ‘’Bozkırın Asenaları’’ 2. Baskı, İstanbul : Timaş Tarih: 2024 s.117













