DÜKKÂN MEKTUPLARI-15 / Mohamud Mohamed Sheikh Ali

Somali den (Mogadişu’dan) Türkiye’ye ( Kahramanmaraş’a )

“Mahmudum şu anda Somali’de dükkân faaliyette mi? Somali’deki dükkâna Kahramanmaraş dükkândan selam olsun”.
 (05.04.2019 Emmim Hasan EJDERHA)

Doğum günümden bir gün sonra emmimden bu soru ve Selam gelince, fakire yaşını ilerlediğini sorumluluk ve yükümlülüklerin artığını hatırlattı. Emmime ne cevap vereceğim diye kara kara düşünürken bu yazıyı kaleme almış bulunmaktayım. Selam vermek sünnettir almak ise farzmış. “Mış” diyorum çünkü ilim ehli değilim. Neyse yine bildiğim ile amel edeceğim Vealeyküm selam emmi.

 Yaklaşık bir ay oldu Somali’ ye geri geleli. Somali dükkânı için şimdiye kadar altyapı hazırlıkları yapmaya devam ediyorum. Çalışmalarla birlikte dükkânla alakalı tasavvur ettiğim ve hayal kurduğum bazı olaylar Müsaadenizle kağıda dökmek istiyorum. Belki gönlümdeki hasret bir nebzede olsa dindiririm.

Dükkânın açılışı…

Cuma gününe denk getirmek, Kahramanmaraş’tan bütün dükkâncıların teşrifleri ile birlikte önce Cuma namazı eda etmek. Tabi o güne kadar dükkânın ak saçlısı ve başkomutanı Ahmet Doğan İlbey ağabey tarafından düzenlenmesi ile birlikte hatim indirtilip, ayrıca hatimin geri kalan kısmı Cuma namazından sonra dükkânın önünde tamamlanmasıyla bu feyz ile dükkânın açılışını gerçekleştirilecek.

 İçeriye geçildikten sonra, hocamgillerin açılış konuşmaları ile birlikte Dükkânı resmi olarak açılmıştır ve bu saatten sonra faaliyete hazırdır. Somalilerin en çok ihtiyaç duydukları ve  kavramaları gereken en başta Ümmet, millet, ve medeniyet kavramlarıdır. Medeniyetin inşası için insanın ihyası başlığı altında değerli hocam İsmail GÖKTÜRK icra edecekler .

Bu konudan sonra Türkiye’den, payitahttan ve bütün Anadolu yörelerinden bahsolunur, özellikle Kahramanmaraş’tan. Bırakalım bu konu Hasan EJDERHA emmim anlatsın, emmim anlatırken az sonra bir uğultu ve tartışma başlar, biz sizden Türkiye’den, kendi köyünüzden bahsediniz dedik, siz kalkıp bizim köyden bahsediyorsunuz.! Bilmiyorlar ki fakir de daha önce  emmisine anlatırken, orada dur hele sen benim köyden bahsediyorsun derdi. Ama hem fikir olamadığımız  bir konu vardı, lavaşın üzerine şeker zeytin yağı döktüğümüze kadar hemfikirdir, fakat  lavaşın üzerine çay dökülmesine karşı çıkmasına şaşırmıştım. Dur orada Mahmut ne yapıyorsun bu çay ne işi var niye döküyorsun lavaşın üzerine yapma derdi. Emmi göreceksiniz buradaki dükkâncılar fakire hak vereceklerdir ve size sorulacak soru şimdiden söyleyeyim, eee zeytinyağı tamam, şeker tamam, çay dökmeyi unuttunuz galiba. Sizde hemen hayır bizim oralar çay dökmüyoruz lavaşın üzerine. bizimkiler Allah, Allah kuru kuru yiyorsunuz demek ki diyecekler.

 Daha önce söylediğimiz gibi, Somali Anadolu’nun yöresindendir. Ondandır ki dükkânda Anadolu şiirlerinden okunması lazım Gelir.  Ahmet ağabeyin ifadesi ile Uzman Mehmet YAŞAR abim okursa orada bulunanlar dükkânı ayrıyeten sevecekler.

Elbette Necip Fazıl ve Mehmet Akif Ersoy şiirlerini okunmazsa dükkân tam olarak açılmış sayılmaz. Dükkânın âdabı ve usul gereği dükkâncıların şiirlerini okunmaz ise insanlar dükkân kavramını eksik anlarlar.  Ancak o şairlerin şiirlerini okunduğu vakit, dükkânın açılışını gerçekleştiğine dair bütün Somali vilayetlerinden duyulacaktır. Bir husus daha altını çizmek isterim, yeni açılacak olan dükkânın selameti ve devamlılığı için Mehmet Yaşar Abinin piyasa şiirini okumamasını şiddetle tavsiye ediyorum. Çünkü 2014’tan beri süre gelen pıyasa şiir tartışmaları unutmuş değilim, hâlbukı bizde Somali’ye yeni tartışma konusu getirmek istemiyoruz.

 Söz Mehmet Raşit abinin, tabii Ahmet abinin ifadesi ile iyi yazı niteliğinde, edebi bakımından zengin, sadece bir tek kusuru olan o da şifası az olandan bir mektup ya da bir yazı okumaya başladığında, bizimkiler Türk edebiyatına merak sarmaya başlamışlar bile, hem de Mehmet abinin giriş kısmını okurken.  Raşit abi dertli, haliyle Somali Nasıl yeniden kurtarırız, bu vahim durumdan nasıl kurtaracağız diye söze başlar, “Gerçi fakire daha önce 4 evlilik yapmasını söylemişti bahanesi de siyaseten evlilikmiş, işime gelmez de değil Şahsen” ondandır ki o gün dükkânda bulunanlara buna benzer tavsiye vereceğinden korkuyorum. Neyse ki tercümanlık fakirde olduğu için işime gelmeyenleri başka şeylerle dolduracağım. Raşit abinin Gönül adamlığını görmüşlüğüm da var, ondan dolayı tercümana gerek kalmaz, çünkü gönüllere hitabet kabiliyetini daha önce şahit olmuştum.

 Tercümanlıktan söz etmişken, Ferhat AĞCA o günler dinlenecek istirahat edecek, Gerçi kendisine bir tercüman tahsis etmem gerekir.  Ferhat kardeşim, kardeşim diyorum saçlarında ak görmediğimdendir, vekaleten tercümanlık yapıyorsun Ahmet abiye, ücret konusu nasıl anlaştınız gömlekleri saymazsak? ona göre sana tahsis edeceğim tercüman ile görüşmeleri ilerleteceğim.

Somali hem coğrafya hem de gönül bakımından yemene yakındır, Ahmet abinin 1000 miligramlık türkülerinden olan Yemen Türküsü orada söylenmezse yemen bize küser. Türküdar Fazlı abim sazın tellerini vurdukça bizimkiler de dizlerine vura vura, tabii diz vurmada Ahmet abiye bakarak taklit ederler.  Daha sonra türkü dinleme şartlarını sayınız diye sual olunursa, dizlere vurarak dinlemek . Diye cevap verirler. Tabii ilim ehli olmadığım için 1000 miligramlık ağır mı gelir dersiniz her şeyin fazlası zararlıdır derler. Siz ayarlayın bana bırakmayınız yoksa bizimkiler Allah korusun o kadar dozu kaldıramazlar.

Dükkân denildiğinde akla aleyh gelir, aleyh olmadan manalı ve gıdalı  bir dükkân günü geçirdik desek kendimize yalan söylemiş ve kandırmış oluruz. Fikirli, nükteli ve şifalı, tabii ziyaretçi görüşmeler bir süreliğine askıya alınacak, tek tek konuşulacak, geçerli bir aleyh olması için şapırdatma konusunda iyi derecede dikkat edilmesi gerekiyor.

 Hasılı kelam o gün dinleyeceğimiz aleyhler, Kahramanmaraş’tan Somali’ye gelişiniz olacak. İlk başta hocamgillerin projesi olan tüplü uçak inşa süreci, toplanmasından hazır hale getirilmesinden Somali’ye gelirken yolda geçenler ve nasıl geçtiğine dair anlatacaksınız.

 Zaten Enver abi yine bir köşeye çekilip çoktan uyumuştur, ara sıra uyanır saat daha iki olmadı mı derecesine daha Somali’ye varmadık mı diye sorar sonra yine uyur.

 Ahmet abi pilota iyi bir şekilde tembihliyor efendi önce bir hatim indirmeyi unutma, sakin türkü dinlemeyesin sonra vecde kapılıp bizi hedeften şaşırtmayasın ha!

 Bir de pilot anons vermez mi? Türkçe’den sonra İngilizce, keşke İngilizce konuşmasaydı İsmail hocamın elinde kalacak zavallı pilot, o da biliyor oradaki hepsi dükkâncılar ama pilot bey âdet yerini bulsun diye Ingilizce konuşmuştu başkaca art niyeti yoktu.

 Bu arada uçağının selameti için yol boyunca hocamgillerle birlikte Tayfun abi Tesbihattı icra ederler. 

Bu tüplü uçağın diğer uçaktan ayırt eden en önemli özellik tütün içilebilir olmasıdır.

Hocamgiller inşallah keçi vardır değil mi İsmail? Raşit Mahmut ile konuştun mu teyit ettin mi?. Yeşil soğan da vardır değil mi Mehmet Yaşar, sordun mu Karaoğlan’a. Mehmet Yaşar abi de hemen, Evet hocam sordum hatta çay varmış, Mahmut’a söylemiştim cay yoksa  ağzımdan bir tek şiir dahi duymayacaksın.  Çay demişken çay ikram edilecektir, misafirlere ayıp olmasın diye iki kat daha fazla şeker ile demlenir. Somali’de çay demleme şekli daha önce sözlü olarak anlatmıştım ‘merak edenlere eski dükkân başkatibi ve müdürü olan günümüzün Alplerinden Hacı Ahmet ERALP’tan izin alınarak dükkân arşivlerinden bulunabilir”.

 Fakir Türkiye’den ayrılmadan önce Payitahttan dükkâna geliş sebeplerinden birisi her şeyden önce büyüklerin duası almak ve yurtdışına çıkarken insanlar aşı oluyorlar, fakir aşı yerine dükkân çayını tercih etti, hakikaten şifalıymış. haddim olmayarak size nasihat verir gibi de görünmek istememek ile birlikte siz de o çaydan içiniz öyle geliniz.

Genç dükkâncılar size büyük vazife düşüyor Somali’deki genç dükkâncı harekâtına iyi örnek olmanız gerekir, onlara şifalı çay nasıl yapılır anlatmanız gerekir, meslek sırrıdır deyip de öğretmemezlik yapmayasınız ha.

Sonra ertesi gün kılavuzluya gider gibi, Hint okyanusuna gidip balık tutacağız. Birde orada Türkü dinlemek nasıl bir duygu muş hep birlikte keşfedeceğiz.
Her şeyin başlangıcı olduğu gibi sonu da var, sıla-ı rahimden vuslata ermek üzere sefer hazırlıkları başlar.  “Nede olsa tüplü uçağımız var ben de emekliyim, yolu da öğrenmış oldum sık sık geleceğim” diyor Hassan KEKLIKCI emmim.
Birden hüzün dolu bir şiir duyuyoruz, arkamıza döndük Mehmet YAŞAR abım, bir de Dostlar beni hatırlasın şiirini okumaz mı? Havalimandakiler bize bakıyorlar halımızı anlamaya çalışıyorlar ama nafile.
***
Gün ikindi akşam olur
Gör ki başa neler gelir
Dükkâncılar gider adı kalır
Dostlar bizi hatırlasın.


1 yorum: