Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Ödülü. (Derece)
Sen ki
aşk fotosentezi
1.Yağmurlar giyinmiş
bir
zamanla geldik buraya
benim üzerimde A d e m gömleği
benim üzerimde A d e m gömleği
senin
üzerinde Havva titremeleri
Sonra
düşürdük mısraımızdan aşk kelimelerini
2 .
Biz
üşüyen duyguların üstünü
seninle örteriz
tozlu kelimelerini
Ey K a l e m i n
bu sabah
3.
Kelimelerin ısısı
kuyulardan çekilen ay ışığı
seninle örteriz
tozlu kelimelerini
yıkayıp
asarız
yalnızlık
balkonlarına
Ey K a l e m i n
K â
ğ ı t s ı z ağrısı/şehrengiz
acının
satırbaşı
sevincin
imlası
ve
üzülme çiçeği
yine
bu
lekeli kentlerde
yanlışımızla
kaldık biz
/ ve silgisiz
bu sabah
senin dilinle yazılan
bir kitap sordum
sahaflara
/ yağmurdan sonra
gelir dediler
Biz
seni
iklimlerden
hüzün mevsimi biliriz
3.
Kelimelerin ısısı
kuyulardan çekilen ay ışığı
gecemize sarkıt özünü
Yakup'un
gözündeki manalardan
bir bakraç su al yine
kanı
aşka batmış Züleyha'nın
rüyalarına
Yusuf bakışları serp
Ey
rüyalarımızın
mütebessim şehri
yorumla
bize yıldız bahçelerini
ben / unuttum
sana anlatacağım düşleri
Bilinç çölümüzün bilge suyu
içimize örülen yası örsele
ve hayata sinmiş
karanlığı
çek gözlerimizden
siluetini şuurumuzdan silme
4.
Uzun saçlı gün
gece belikli elif
acılarla taranan sevgili
senin
saçların
gece için kesildikçe
bir
vaveyla tutanağı mühürlenir sözlüklere
sen yine
sessizliği
kusursuz
bulutlardan
dinle
Çığlıkları
harf
harf yakan
çağrının
çerağı
sükutun
rüya tutuşturan çıngısı
içimizin öğütülmüş başağı
ön
ateşi duyguların
son
kelimesi yanmanın
tashih
edilen acıların alevi
imgeleri
hece hece ayrıştıran
ve
çağın ağrısını kemik gibi dilimizde tutan
sen
yine
zamanın
imlecini
ruhumuza
ezberlet
ve
mayalanmış gizini
içimize
fısılda
lirik
kıvılcımlar sıçrat penceremize
kanın
kaynama saati
senin vuslatınla
başlasın
5.
Ey
his
evimiz
ve
hüznün ahengi
yak
üşüme ritmimizi
-vakit çok akortsuz-
Muhayyilede
raks eden kız
gel
otur
bir
beyitlik kalbimize
İftar çöreklerine benzeyen teninden
çıkan buğuyu sal ruhun korlu odalarına da
halleri yakmasın
açılmamış çiçeğin solgun alfabesi
d
u r
zaman
çok
yorgun
tut dudaklarında kımıldayan mısraı
sükut et
ve dinlen
ve yağmur karıncalanmalarıyla telaşını
süsle de
s e r i n l e
yüzümüzün soğuk yanlarına bakmadan üfle sükutun
manasını
6.
Senin
alfabenle
girilen
her kapıya
aşk
kapısı gibi girmeli
Sen
h i ç l i ğ i n defterinde
içimize dürülmüş
dramsın
bükülmemiş
harflerle yazılansın
batırmadan kalbe
ki/
cebindeki saklanan aşk dili
bir serçe kuytusudur
düşler kanatlandıran
Hiçin
rengine bulanıp bulanıp
hayalleri
boyayan mihman
yoğun
düşler odasında
yeryüzüne
dağ gibi yaslanan
hatıraları
damıt
dizelerin
pırıltısını
içir
göğünden
kımıltısız mevsimleri terlet bize
Sonra
uyandır
şerh
ettiğin sırları
hakikat
ırmaklarından
yokluğun
etimizde
kımıldayan
var
olmanın remzi olsun
Sen/ki
ilhamın
önünde
sevgilinin
fotoğrafına bakan
muti
Ey
aşkın mayası
ruhun
silinmez
rengi
asrın
uyaksızlığına
bırakma bizi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder