İSTİKLÂL MARŞI DERNEĞİ BUGÜNE KADAR NE YAPTI? / Mehmet Raşit KÜÇÜKKÜRTÜL


Bu soruyu öteden beri türkiye siyasetini bilen gören bir ağabeyim sordu bana. İlk başta bunun aramızdaki nükteli sohbete istinaden atılmış bir zarf olduğunu düşündüm. Esbâb-ı mûcibesi bundandır, cevap verirken de böbürlenir edâ takındım. İstiklâl marşı derneği'nin onlarca faaliyeti olduğunu söyleyip. Konferans, panel, tartışmalı konferanslar, millet mektebi ictimaları, televizyon ve radyo programları, basın toplantıları, sergiler ve belgeselden söz ettim. Neşir vadisindeki bülten, internet portalı, 18 sayılık çelimli çalım dergisi, kitapçıklar, TİYO tavassutuyla çıkan kitaplardan söz ettim. Hicrî takvim çalışmasını, islâm harfleriyle okuyup yazmak için gösterilen çabaları anlattım. Bendeniz böyle sayıp dökünce suali tevcih eden ağabeyim durdu düşündü, mahcup oldu. Meğer bunların hiçbirinden haberi yokmuş. Bu kez de ben şaşırdım. Çünkü karşımda ağabeyimin ismet özel okurluğu, en az benim yaşım kadar vardır. Dikkatli bir ismet özel okuru olduğunu bilirim. Demek ki bir yerden sonra dikkatini ve takibini kaybetmiş.

Bu ağabeyimle aramda geçen konuşmanın benzerlerini daha evvel de yaşadım. Bugüne kadar herkesin her şeyden haberdâr olduğunu düşünerek hareket ettim. Yine de öyle hareket edeceğim. Fakat insanların kendi dünyalarına neredeyse gömülü hâlde yaşadığını da kendime kabul ettirmem gerek. Herkesin kendi efkârınca bir sebebi var. Kimisi artık yeni bir merak ve dikkat çabasına gerek görmeyecek kadar kendini doymuş, yukarıda bir yerde sayıyor. Kimisi zihin dünyasını bilhassa tecrit vaziyette tutuyor; yeni dünyalara, yeni bilgilere açılmak için yorgun bir zihin taşıyor çünkü. Kimisi sosyal şartların tecridine râzı oluyor: sırayı bozmuyor, dönüp arkasına bakmıyor ve hayata taşra düşüyor. Manukyan'ın vergi rekortmeni olduğu günlerden sonra doğan çocuklar ise bir harika! Birbirlerine "videolu cevap"lar gönderiyorlar. Her meseleyi, televizyonda geceleri çıkan ve gâvurcası "talk show" olan gırgır şamata "seyirlik"lerinin kıvamına getirmeyi başarıyorlar. Her şeyin özetini arıyorlar. Aslında onların trajedisi pi sayısını sabit almakla ve mikroskobun nasıl çalıştığını "şöyle uzaktan bir görmek"le başlıyor. Onlar da istiklâl marşı derneği genel başkanının televizyonda söylediği "çok ilginç" sözlerin ne mânâya geldiğini soruyorlar. Merakını, dikkatini yitirenlere, "şiirlerini okudum ama nesirlerini okumadım." diyenlere ve renkli, çok kanallı bir televizyonun olduğu evlerde büyüyen çocukların sathî tavrına rağmen yine de birkaç cümle kuralım, birkaç bilgi verelim.

İstiklâl marşı derneği'nin tertip ettiği konferansların bazılarının başlığı şunlar: 
* türk tarihin neresinde?
* türkiye niçin vatan
* kâfirlerden kaçırılmış metin: istiklâl marşı
* istiklâle ilave olmak veyahut istiklâli ilave etmek
* bir zamanlar türkiye'de şiir
* türkiye şiirin neresinde?
* ne kaçaklara, ne de oturaklılara marş gerektir
* istiklâl marşı'nın hayatımızdaki yeri

Yine derneğin tertip ettiği panellerden bazılarının başlığı şunlar: 
* millî pazar olmadan, millî birlik olmaz
* bir çağın başlangıcı olarak istiklâl marşı
* istiklâl marşı: abide milletin kaidesi
* bir ideoloji olarak istiklâl marşı
* harç bitti yapıya devam
* kendini bilen rabbini bilir
* git vatan kabe'de siyaha bürün
* istiklâl marşı ile asrın idrâki 

İstiklâl marşı derneği, türkiye'nin istiklâl marşı'nın yazıldığı şartlara geldiğini görerek hareket ediyor. Ehemmiyetli mesele olarak da istiklâl marşı'nın da kendisiyle kaleme alındığı kur'ân harflerinin tekrar câri hâle gelmesi olarak görüyor. Eğer kendi hurûfâtımızla okuyup yazmaya tekrak başlarsak türkçenin yok olma vetiresini de durdurmuş olacağız inşallah. "erzurum" yazıp erzurum okuyan insanlardan, "arz-ı rûm" yazıp erzurum okuyan insanlar hâline gelebilirsek... Yani ne söylediğini bilen insanlar... 

Teklif şu: temiz kal, agâh ol, aklına mukayyet ol. "hicrî takvime geçecek olursak banka ve borsa işlerini nasıl yürüteceğiz?" diyen insanları bir kenara bırak; seni ihyâ edecek işlere koyul: takvimini, yazını, hâsılı cümle unsuruyla hayatını almaya bak. Allah'ın vaadi muhakkaktır ve doğacaktır sana o gün, sen ona lâyık olmaya bak. 

Pk.46 kahramanmaraş


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder