EVLADA NASİHAT / Halit Dilipak



Oğul ömrün hayırlı ve bereketli olsun inşallah. Allah Teâlâ gelecek ömrünü geçmiş ömründen daha hayırlı eylesin. Allah ilmini, bilimini artırsın, imanın, itikadın artsın inşallah. İbadetlerinde devamlılık gösteren, varlığının manasına erip, sırlara vakıf olabilen bir kul olmayı Allah Teâlâ sana nasip eyleye! Derdin Allah, davan Allah olsun. Hak yol üzere Allah Teâlâ’nın emirleri doğrultusunda bir ömür süresin. Allah Teâlâ seni iki cihanda da sevindire. Var olduğun bu dünya âlemine kendini kaptırıp onu amaç edinmeden, ebedi âlemdeki hayatına iyi bir hazırlık yapasın.

Haksızlık karşısında, zulüm karşısında dimdik elif misali eğilip bükülmeden, yontulmadan, menfaat gütmeden sırf Allah rızası için dimdik durasın. Bu dünya denilen âlemde güçlü olasın ki mazlumun, garibin, ezilmişin, hakkı yenmişin yanında olup onlara kol kanat geresin. Dünya denen âlemde böbürlenmeden tevazu ile yürüyesin. Zalime karşı gururlu ve dik olasın.

Oğul büyüklerini say ve sev, onları üzme, saygıda kusur etme! Unutma ki senin yaşadığın anları onlar yıllar önce yaşamışlar. Unutma ki gençlik ateşi onları yıllar önce yakıp geçmiş. Her bir söz bir tecrübenin tecellisidir. Nasihatlerin çoğu nefsine ağır gelir. Yaşanmışlıkları dinle! Onlar Kuzey Yıldızı misali karanlıkta yönünü bulmana yardımcı olur.

Oğul! Seni bahşeden Allah Teâlâ’ya hamd u senalar olsun. O ki; her şeyi bir düzen üzere, bir mana üzere yaratandır. Sen bu âlemde bir nokta misali de olsan bir mananın bir cüzüsün. Sen de anlayabilip, manaya ulaşabilirsen sırra vakıf olabilirsin. Sırra vakıf olanın gönlü sevda ateşiyle yanar. Allah Teâlâ sana sırra erebilme aşkını, sevdasını, derdini nasip eylesin!

Oğul! Vatanını, milletini, ümmetini ve dahi tüm insanlığı sev! Yaratılanı yaratandan ötürü sev ki; sevdan mana bulsun. Nefsini sevme, zalimi sevme, haini sevme, ihanet edeni sevme çünkü bunları Hak Teâlâ hazretleri de sevmez. İhanetin affı yoktur. Allah Teâlâ ihanet edeni sevmez. Şirk bir ihanettir. Nefs uğruna, Yaratana yapılan ihanettir şirk. Hiçbir şey sana, seni yaratandan daha güzel, daha sevimli gelmesin. Yaratanından daha fazla hiç kimseyi sevmeyesin ve de bağlanmayasın. Bilesin ki her şey O’ndandır. Ve dönüş de O'nadır.

Oğul! Allah Teâlâ’nın sevdiği, meleklerine sevdirdiği kullardan olasın. Allah Teâlâ’nın koruyup kolladığı kullardan olasın. Allah Teâlâ yeryüzüne indirdiği ilime, bilime seni vakıf eylesin! Sırlar ki sana açılsın!

Oğul! İçin huzur dolsun, ruhun rahata ersin. Yoldaşın Hak Teâlâ olsun. Gönlüne Hak ateşi düşsün. İki cihanda mesut ve bahtiyar olasın. Allah Teâlâ hazretleri seni üzmesin, dertten, tasadan, elemden, kederden, kem gözlerden, kem sözlerden, art niyetlilerden, kötü düşünceli insanlardan, tuzaklardan, ruhi ve bedenî hastalıklardan muhafaza eylesin! Cenab-ı Hak Sana ruhen ve bedenen sağlık, sıhhat ve afiyet bahşeylesin. Soyun soylansın, boyun boylansın. Boyunca hayırlı evlatlar bahşeylesin. Soyun ümmet ve millet yolunda nice muzafferiyetler kazana! Şanlı, soylu, Allah’ın övgüsüne layık olabilmek sana ve soyuna nasip olsun...

Yavrucuğum; sizler Yaratıcı tarafından bizlere bahşedilen birer lütufsunuz. Gönül hanesinin vazgeçilmezi, hayatın birer meyvesisiniz. İleride göreceksiniz. Bir gün "ben" derken, Allah Teâlâ hayırlı bir eş nasip edecek inşallah "biz" demeye başlayacaksınız. Sonra Allah Teâlâ bu dünyanın meyvesi olan evlatlar nasip edecek inşallah. İşte benlik o zaman bitecek. Onlar olacaksınız. O zaman başkası olabilmenin, benlikten geçebilmenin, süfli, geçici sevgilerin hiçliğine erebilirsiniz inşallah.

Yavrucuğum. Gönül sizlerin her daim muvaffakiyetini arzu eder. Gönül ister ki üzülmeyesiniz, dert çekmeyesiniz, sıkıntı nedir bilmeyesiniz, kötülükler sizden beri olsun. Her zaman huzurlu, mutlu, başarılı olasınız. Ama maalesef gönül bunu arzu etse de gerçeklik başka!

Dünya bir han, bizler birer yolcuyuz. Bizden önce bu handa konaklamış milyarlarca fani gelip geçmiş. Hepsi mutlak olan ölümü tatmış. Hiç kimse giderken bir şey götürememis. Yalnızca yanlarına yoldaş aldıkları iman ve inançları. Handa elde edebildikleri ne kadar maddi servet varsa sonrakilere bırakarak gitmişler. Gönül ister ki; Bu handaki geçireceğiniz süre içerisinde, sizler de bu hanın nimetlerinden faydalanın. Ama şunu hiçbir zaman unutmayın ne kazanırsanız kazanın hepsini bırakıp gideceksiniz. Götüreceğiniz, yalnızca iman ve inancınız. İmanınız ve inancınızın gerektirdikleri.

Onun içindir ki; Elde edebilirken nelerden ödün verdiğinizin hesabını iyi yapın. Dünyevi bir şey elde edebilmek uğruna maneviyatınızda gedik açılmasına müsaade etmeyesiniz! Bu şekilde kâr değil zarar edenlerden olursunuz.

Sakın unutmayasınız, Müslümanlık; namaz, oruç, zekatla bitmiyor. Müslümanlığın olmazsa olmazlarının unutulduğu devirdeyiz. Dürüstlük en büyük göstergesiyken Müslümanlığın, şimdilerden sadece lügat sayfalarında dolaşır oldu. Yavrucuğum dürüstlükten ödün vermeyesiniz.

Resulullah s.a.s "Müslüman her şeyi yapsa da, asla yalan söylemez” buyurmuş. Yalandan kork yılandan korktuğun kadar. Yalan ki kötülüklerin anasıdır. Yalan ile başkasını aldatırsınız belki ama işin kötüsü bir süre sonra kendinizi de aldatmaya başlarsınız. İşte o zaman çöküşünüzün farkına bile varamazsınız. İnanmışlığınıza, her şey açık açık indirilmişken, yalanların arkasına sığınmaya başlar, felakete sürüklenirsiniz. Unutma ki " Allah kalpte gizli olanları bilir”. Ve yine unutma ki; “Allah kuluna şah damarından daha yakındır". Aldattığınız zannındayken aldananlardan olursunuz da hiçbir pişmanlığın fayda vermeyeceği günde rezil rüsvay olursunuz.

Sakın ha! Vicdanını öldürme, katılaştırma...

Sizleri yaratandan hiçbir zaman kopma. O ki her şeyin sahibi ve tek yol göstericimizdir.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder