Kerem gibi kül olalım yana
yana
Mecnuna dönsün adımız Kays
iken
Ferman padişahın diyelim
dağlar bizim
Bizi gören markamızdan
arabamızdan değil,
Hüznümüzden tanısın.
Son sigarayı son bileti
verip ötekine,
Biz yalın ayak çıkalım
yollara,
Saçak altından da
kovsunlar bizi,
Her yağmurda sırılsıklam,
Her ayrılıkta iki göz iki
çeşme,
Tuz basalım her yaraya!
Hozan Beşir ve Neşet Ertaş
kardeşimiz olsun;
Biri gelmiş bahar desin
Kürtçe,
Neşet Baba Gönül Dağına
vursun mızrabı.
Hesapları ödeyemediğimiz
için,
Bulaşıkları biz yıkayalım
dağca.
Her hain bizi bulsun
ihanet için,
Her yolcu bize sorsun
adresi,
Halay başı olalım öksüz
düğünlerinde,
Bizi arasınlar garip
ölümlerinde,
Boş hamal sansınlar
kılığımızdan,
Yüklesinler tüm yükleri
sırtımıza,
Ne keder ne gam!
Safların en gerisinde
yerimiz,
Bazı Veysel'e bazı Emrah'a
karışsın sesimiz,
Dünyada hiçbir izimiz
olmasın,
Bir siyah beyaz yırtık
resmimiz.
Ne rozet ne jüriden
nişanımız olsun,
Bu dünyada bir yâr sevdim
el aldı misali,
Ayrılıktan köz gibi temiz
bir sevda,
Yandıkça kül olsun
kalbimiz!
Biz bir tahta bavulla
çıkalım şehirden,
Şehir meczup arasın,
Kediler, çocuklar ve
turnalar,
Örtsün çaresizliğimizi.
Sevdamız,
Sesimiz,
Kalbimiz,
Karışsın yıldızlara.
Bizden sonra da bize
yazılsın hesaplar,
Can dediğin nedir ki,
Karınca da bile var.
Ruhumuzu dinlendirdik yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam...
YanıtlaSilTelmihler, vurgular çok yerinde.