SIR / Akın Burak SOYLU













Gece nöbetini devrederken sırdaşına
Mehtabı uğurlar iken usulca
Gözü yaşlı, gönlü hüzün dolu
Hep Sen'i dilenirim er-Rezzak'tan

Âlemin hüznünü aralarken güneş
Bir tarafta Sen, ötede nar-ı ateş
Ellerim semada dilim duada
Hep Sen'i dilenirim er-Rezzak'tan

Yıldızlar perdelerini indirirken
Her ne varsa semada ve arzda
Durmaksızın O'nu tesbih ederken
Hep Sen'i dilenirim er-Rezzak'tan

Ressam değilim, fırça boya bilmem
Sazende değilim, nota ezgi bilmem
Fakir bir dilenciyim İlahi Kapında
Hep Sen'i dilenirim er-Rezzak'tan

Kafiye dizemem şair değilim
Aklamam nefsimi, çünkü mücrimim
Ölüme müştakım, çemberdeki akrebim
Hep Sen'i dilenirim er-Rezzak'tan

Ten fani, aşk baki unutma bunu
Edeple kat eder âşıklar yolu
Gönlüm sürur içim ümitle dolu
Hep Sen'i dilenirim er-Rezzak'tan

Rüzgârla Hû zikrine durur ağaçlar
Öter o ağaçlarda elvan türlü kuşlar
Tevekkül ehli sırtını Rabbine yaslar
Hep Sen'i dilenirim er-Rezzak'tan

Ey O'na binit olma payesini
İsminde taşıyan Burak!
Sakın ha! Kalma dergâhtan ırak,
Son demin gelmeden, bitmeden durak

Nasipsizleri de Rızkını Veren'den
Hep AŞKI dilenirim


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder