Tarayıp göğün kıskacından
güneşe ağrı,
Sızan bulut yağmurunda
yıka yalanı.
Ölü meclisinden dışarı,
Aşkın kördüğüm ettiği,
Yağlı urgan ile ipe
çekilen şiir;
Dilinin lehçesi kırmızıya
çalar.
Kan kokusu kelime
yığıntıları,
Kusarsın zindanları.
Lehçen bozuk yağma
türküleri,
Islık üstüne ıslık.
Eremediğin gurbet sana
yasaklı.
Zırhını giyin, parlat
gümüşü,
Gözü kamaşan yalancı
karşıda.
Döktüğün her bir kelam
yılan gibi dolanır dile,
Kemiksizi sıktığı yerde
duyulur atmaca çığlığı,
Bir mahlûkat gölgene
dadanalı,
Nicedir ahvalin?
Kimdir bu kimliksiz?
Ruhuna eş musallatın
doğumu,
Bu ne biçim kaos!
İsimsizi terk etmiş cümle
sevgisi.
Bedenden ağrı terki diyar
etse,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder