Mektubum bitince "Bir hocam nerde?" Dediğini elbette duydum Ahmet abi. Bir hocam hangi hocamdı demeden gittin Ahmet abi. İlk mektubumda Yoldaki Kalemler ve yazarlarının hâlini arzedeyim istemiştim Ahmet abi.
Hocam. Hocam. Hocamsız kaldık Ahmet abi. Hocam sizler gittikten sizlersiz, gülsüz, Güllüsüz kaldıktan sonra Kavkaklı sahilindaki otağına yerleşti ve hiç şehra şehra olmuş şehre gelmiyor; kimseyle görüşmüyor. Yunus ve Musa ile bile görüşmüyor. Yüksel Kılıç soru soracak kadar bile bulamıyor hocamı. Gerçekten hocamsız kaldık Ahmet abi.
Yunus Barman hocamsız kalınca yollara düşmüş şehir şehir gezer olmuş Ahmet abi. Mithat durmaz zaten susuyordu; şimdi haza susmakta. Susarken gönlü ne durumda hiç sır vermiyor. Tayfun'a gelince hiç hocamsız gibi durmuyor. Sanki gizliden hocamın otağına gidip geliyor gibi duruyor.
Muzaffer hocamı bayramda gördük Ahmet abi. Bayram dedimsa; sizinle birlikte bayramlarda gitti Ahmet abi. Bizler anasını kaybetmiş kuzular gibiyiz artık. Ne kadar özlemişiz hocamı bilsen. Hocamın seni özlediği kadar biz de hocamı özlemişiz. Dükkanda oturduk ve Seni, Ferhat'ı, Fazlı'yı ve Derviş Ali'yi konuştuk. Oyle bir özlemişiz ki özlemler birbirine karışmış Ahmet abi.
Ali hocam'a da hasretiz Ahmet abi. Biliyoruz hocamda bizleri özlüyordur muhakkak ama biz daha çok özlüyoruz be Ahmet abi. Hâlimiz ağıt hâli; bizler ağıt olduk. Ne çok ağıtlar dinlerdik dükkânda şimdi tümden ağıta kestik. Barajlarımız öyle doldu, öyle doldu ki, barajımızın savaklarını açsak nefeslenmek için, dünyayı sele vermekten korkar olduk Ahmet abi.
Herkes kendi mağrasına çekildi
YanıtlaSilSesimizi bizden başkası duymaz...