Belki bir Diyarbekir türküsü, belki Kerkük, belki bir Yemen türküsü.
Mehterler vurulan, Gülbanklar çekilen bir garip türkü…
Doğu Türkistan’ın, Saraybosna’nın, Yemenin, Musul’un özlediği bir
Türkü.
Sakarya iyi bilir bu türküyü, Tuna iyi bilir, viyana kapıları iyi
bilir, Kerkük’teki bakkal amca, Gazze’deki yetim çocuk, Şam’da kepenk kapatmış
esnaf iyi bilir bu türküyü.
Bir yol verse Türküdar;
hatırlayacak herkes bu türküyü. Kan kokusundan yüreği yananlara
su serpecek, Albayrağa susamış çöllere tohum ekecek.
Bir çalsa; başı okşanacak Gazze’deki bir yetimin,
Bir çalsa; kepengi açılacak Şam’daki bir berberin.
Yetmez mi bir asırlık akort…
Teller yerine oturmadı mı? Mızrap bulunmadı mı?
Hicaz’da, Kudüs’te ezan okundu! Cemaat bekler! Bir yiğide hasret çöller bekler!
Vursun davullar, çalsın zurnalar! Yükselsin Musul’dan Kerkük’ten
zılgıtlar…
Döşensin keçeli raylar, son sefere yetişsin Hasan amcalar…
Sussun tüm kâinat…
Essin bir bad-ı sâbâ, uğrasın semti Haremeyn’e, selamını arz etsin Anadolu’nun; RESÛLÜSSAKALEYN’e
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder