Metin ACAR/MERHAMET

Ne yazıldı neler yazıldı bilmiyorum, senin üzerine neler söylendi iliklere kadar ya işlendi ya da kana işlenmeden kayboldu. Evet, bunun adını merak ediyoruz, aslında ben de gerçek manasını merak edenlerdenim hatta bu yazıyı bunu anlatamayacağımı bile bile yazmaktayım ve bu benim ilk deneme yazım bir şairin deneme yazısı neye benzeyecekse bu işte ona benzeyecek. Araya başka sözler katmanın bir anlamı yok herkeste bulunabilecek bir şeyden bahsediyordum yazımın başında anlatmaya çalıştığım şeyde bu bizim merhamet. 

Merhamet, kelime anlamını tabii olarak açıklamayacağım çünkü kelime anlamıyla yaptıklarımız arasında örtüşmeyen dibi tutmuş ve kokuşmuş bir yemek tadında bir şeyler var. Aslında anlamını biliyoruz bildiklerimiz bizi şaşırtmıyor, şaşırtmadığı gibi kavramak bile geçmiyor içimizden. Düşün ki mahşer gibi bir kalabalık var herkes ayakta bir kişi yerde ve o bir kişiyi kimse fark etmiyor. Merhamet denilen kavram da bu aslında herkes dimdik yürürken onun alçalması aslında onun dimdik kalabalıkların arasından geçerken kalabalıkların yerlere çökmesi ve merhamet ve rahmet ve şefkat. Hiç olmanın ağlarken gülmenin ne olduğunu anlayabilmenin ya da bir çocuğun bakkal dükkânı önünden geçerken kırmızı renkli topa gözlerini uzun uzun dikip bakarken bakkalın çocuğu fark etmesi işte size benim anladığım tarzda bir merhamet. 

Merhamet dedikte akla anne gelmeden olmaz hem döven ve sonra da dövdüğüne üzülen bir şefkat abidesi, korkulan fakat yine de en çok sevilen ve çok seven biri, anne ve merhamet. 

Torbamıza ne koyduk bu zamana kadar ve hangi azıkla beslendik herkes bir düşünsün ve şu da unutulmasın bir şair merhameti ne kadar anlatabilirse o kadar yazamaz ne kadar yazabilirse de o kadar anlatamaz. 

Ve buradan çıkacak sonuç şudur ki tanımlarla merhamet örtüşmez MERHAMET sadece insanlarla örtüşür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder