SEYRİMİN SEFERİNDE SON DURAK:KUYU/Sibel KÖK












billur bir sesin yankısı gelir kuyudan
bu ses bana biraz yakın biraz uzak bana
yabanlığı keskin öteli bir âşinalıkta
hür bir susku-nun yazgısında bu ses
biraz benim alnımda biraz dudaklarında kuyunun
ses Yusuf'un değil bildim
bildim Nakkaş'ın çağrısıdır bu, gel makamından 

çağrıyı duyan ruh hadi der kalbe, gidelim
aldırmaksızın dünya denen kocamışın kal ihtarına
sürüklenir bedenim ruhumun ardı sıra
ayaklarımda pranga yok
ayaklarım yollara pranga

arşınlaya arşınlaya bir ömrü
seyrimin son seferi deyip
varırım kuyudan sızan ışığa
İçerde göz gözü görmez bir aydınlık
kuyunun dışı zindan karası
içerde gürül gürül akan bir hayat
dışarısı som sessizlik
ve gelir kurulur yükselen bütün sesler
sessizliğin gözbebeğine
sonra arşa değen bir el uzanır kuyudan
bir el ki; İbrahim'in düştüğü serinliğin habercisi
bir el ki; ılgıt ılgıt rahmetin esintisi
bu el ki bildim Nakkaş'ındır kabul makamından
istiğfar otağından

bu boyun büküş, bu teslimiyet Nakkaş'adır
bu varış
bu sessizlik
bu haykırış
bu varoluş ve kayboluş Nakkaş'a

Nakkaş!
var et beni aşkta
aşk et beni sende
nakş et gizil bir bend ile




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder