KÖRÜN TAŞLA İMTİHANI‏ / Metin ACAR










tepeden bak, uzayan uzağa bak şimdi
biliyordum yoktu orada sivri bir tepe
yeriyse burası imdi söyleyeyim
tepeden bak kaya yuvarlanıyor
benim bulunduğum alan karıncalı çekiyor
dünyam,
orada bir köyün olmaması kadar uzakta
gitmem, görmem, kalmam köy benim köyüm
beni de o köyün
kara tahtasına yaz sevdiğim
urganı mı sağlam yağla
susmam, söylerim, gülmem urgan benim urganım

tepeden bak taş yontuyorlar ayak uçlarına
sor bakalım ne istiyormuş bu içten
beni beklesin demiştim kıştan
sevdiğim beni imdi anlat o manzaraya
tepeden yuvarlanan kayaları görme
ayağına değen
yosun tutmamış taşları sevme
sevdiğim, beni anlat o yeltendiğim dallara
ve sor
yaprağını dökeceksen
niye tekrar açıyorsun...

kim kurtardı bu kuruyan yüzeyleri
kim döşedi katı mermer taşlarını duvarlarına
bu işin meselesi görmek idiyse seni
ben görürdüm görmek hâlâ böyle yazılıyorsa

biliyordum yoktu orada sivri bir tepe
olmayan bir tepenin gözlerini karıştıramam
karıncalı çeken ilgi alanlarımın yarasına
itlerin bile güldüğünü imdi sana anlatamam
koy o sofraya misafirler içinde bir tas daha
taş bağlasın gerekirse metropol valileri
ağzını bulamadıkları günlerde karınlarına

susmadım
söyledim
gülmedim
urganımın peşi sıra ağaç dalları
tenimin sıcaklığını yokladım
hava berrak çalacak seziyorum
imdi bu mektubu sevdiğim sana
sivri bir tepenin hayali ile yazıyorum
kayaların içinde gülün bittiği
bir kedinin hureyre'yi gördüğü gibi
yazıyorum alnımın kalıbı gözüne değdiği
taşların kalbine Rab diyerek indiği
gitmediğim
görmediğim
kalmadığım
o renk tonunu su ile hayal ile yoğurduğum
imdi olmayan  sivri tepede yaşlandığım
çocuk olduğum,
evlat sahibi yar sahibi olduğum
imdi o yerden yazıyor
ve soruyorum.

tepeden bak uzayan uzağa bak şimdi
imdi o ağacın dallarını
sen de görüyor musun?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder