“DAĞLARA VURUR YÜREĞİM” / Hasan EJDERHA

Ali İhsan KEKEÇ gönlü olan bir şair, yüreği yanında bir adam. “DAĞLARA VURUR YÜREĞİM” ise şiir kitabının adı. Ne kadar güzel değil mi şiir kitabının adı? Fakire imzalayıp takdim ettiği günden beri başucumda durdu. Sürekli yerli ve bizden olan bu şiirleri okudum son zamanlarda.

Ali İhsan KEKEÇ gönlü olan bir şair dedim ya! Şiirleri okudukça siz de gönlünüzün farkına varıyor, yüreğinizi yanınızda taşıdığınızı anlıyorsunuz. Türkülerle, yaylalarla, çiçeklerle, dağlarla, aşk hikâyeleriyle hemhal oluyorsunuz. Hülasa-i kelam bizden olan ve hayatın gaileleri arasında unuttuğunuz ne varsa yeniden hatırlıyor, yeniden yaşıyorsunuz. Diğer taraftan kaybettiğiniz ya da uzaklaştığınız güzellikler için hayıflanıyorsunuz. Dolayısıyla sizin yüreğiniz de dağlara vuruyor; türkülerimizle, geleneklerimizle…

“DAĞLARA VURUR YÜREĞİM” şiir kitabını Ali İhsan KEKEÇ güzel bir kapak tasarımı ile 2017 yılında yayınlamış. Kitap 176 sayfa dan oluşuyor ve 122 şiir bulunuyor. Oldukça zengin şiir sayısı açıcından.

Muhteva müthiş. Ali İhsan KEKEÇ “Yaz okunsun okunsun/ Zülfüyare (D)okunsun” mısraları ile giriş yapmış kitabına ama zülfüyare dokunurken bile incitmeden, kırmadan, dökmeden. Bizim medeniyet değerlerimizle beslenerek bugüne gelmiş nezahetin en incesinden kelimeler seçerek oluşturmuş mısralarını. Bize dair ne varsa kitapta da var; dağlarımız, yaylalarımız, çiçeklerimiz, hasretimiz, hüznümüz acılarımız, sevinçlerimiz… Gerçekten bize dair her şeyi resmetmiş şair. Hem şiir okuyacak hem de başarılı tablolarda memleketimizi seyredeceksiniz. Ali İhsan KEKEÇ ne kadar remz bir şahsiyetse şiirleri de kendine has remz bir duruş sergiliyor. Bu alanda aklınıza Karacaoğlan’dan başlayarak birçok şair gelebilir. Ama Ali İhsan KEKEÇ’in tabiata yaklaşımı ve şiirlerinin örgüsü de kurgusu da kendine has… Yaşamadan, çilesini çekmeden yazdığı bir mısra bile yok. Bir sevinç varsa şiirde ya da bir acı, şairin onları yaşadığını mısralarından anlıyorsunuz.

TÜRKÜLER
Gezinir bağında oymağın elin
Açar has bahçenin gülü teürküler
Gurbete vurunca yolu yiğidin
Dile gelir gözü sulu türküler
(…)
Yavruyu yitirdim oba virane
Muştuluk vereyim onu görene
Yoldaş olur biner kara trene
Gider gurbet elin yolu türküler
(…)

ÇİÇEKLER
(…)
Çiğ düşer de yapracığı ıslanır
Rüsgar eser hal diliyle seslenir
Allı pullu duvaklanır süslenir
Taze gelin olur kır çiçekleri

Çiçeklerden ilham alır sazımız
Güzelleşir yabanımız yazımız
Gelinlik kızımız delikanlımız
Toplayıp göğsüne kor çiçekleri.
(…)

DAĞLARIN
Başı bulutların üstünde gezer
Acep neye benzer hali dağların?
Açmış ellerini semaya uzar
Göğe ne anlatır dili dağların.

Mor bulutlar başlarına yaslanır
Yağmur yağar yamaçları ıslanır
Kaynağından deli çaylar beslenir
Akar çağıl çağıl seli dağların.
(…)

“DAĞLARA VURUR YÜREĞİM” kitabının ilk üç şiirinden alıntılar yaptım. Görüldüğü gibi “TÜRKÜLER”, “ÇİÇEKLER”, “DAĞLARIN” başlıkları altındaki şiirler şairi hemen ele veriyor ve şair tamamı ile bizden ve yerli. Sonra bu minval üzre devam eden şiirler hep bizi söylüyor ve bize söylüyor.

Her şiirde kendinizi ve kendi hayatınıza dair sevinçleri hüzünleri yaşayacaksınız “DAĞLARA VURUR YÜREĞİM” kitabının sayfalarında. Diğer taraftan, vatanımıza, milletimize dair unuttuğunuz, ihmal ettiğiniz ne varsa hatırlatacak şair size mısraları ile. Kitabı bitirip geriye yaslandığınız zaman, “Vay be! Dünyanın gailelerine dalıp neleri de unutmuşuz” diyerek kendinize geleceksiniz.


1 yorum: