TÜTÜN KÂĞIDI KABUĞU ŞİİRLERİ/Fazlı BAYRAM



            Sözcü çıktı geldi bir akşam; yanında canını cümleden aziz bildiği ile.
İçildi çaylar türküler kanatırken yaraları pençe pençe vururken kalplerimize mızrabını zülfü yüzüne dökülenler, zülfü yüzlere dökenler…
Tütün içilmedi mi bu âlemde?
Yandı döndü, döndü yandı, söndü sonra şahadet parmaklarımız şahit. Tütün ha! Sigara sanılmasın sakın. Bağrımızdaki tahtada ekmek açar gibi açıp kâğıdını kundaklayıp sarmalayıp içinde tütünü dinamit gibi ciğerlerimize saldığımız şu bizim altın kalpli tütün…
İçildikçe içildi.
Serden de yardan da geçildi.
Sırdan da geçildi.
Sözcünün kâğıdı bitti; Canı cümleden aziz bilinen memnun ayağındaki tozdan… Şair sanılan şiir dermede derdi dert bilmeye çalışarak bilemekte kalemini.
Ben dedi: “Bir dağ şiiri yazmalıyım dağları çok severim.”      
Uzattı sözcü tütün kâğıdı kabuğunu: “Buna dedi benim için bir şiir yaz”
Şair: “Ben de sana şuna rubai yazayım” diye tütün kâğıdının ortasındaki ayıraç kağıdını işaret etti. Koydu kâğıt kabuğunu şair sanılan gönlüne, gömleğinin döş cebi hizasındaki gönlüne. Kim bilir dostunun bu ricasını ne zaman yerine getirebilirdi. Hiç ihtimal vermedi kendi kendine. Neden sonra kalktı masadan ocağa gitmek üzereydi ki mısralar üşüşmüştü bile gönlüne, başına düşer gibi.
Ocaktaki kâğıt kaleme dar düştü. Dökülüvermişti kalemden bir çırpıda sözler:

Zalım sözcünün gül sesinden mermiler şiir gibi çarpar kalbe
şimdi bana yaz mı diyorsun
şiirini yaz da okuyayım
ben değil miyim okuduğun her şiirinde
maksus muzdarib pür sancıyım karşında
böyleyken aşka meftun sandıklarındanım
oysa bezirganıyım ancak dergahının
beni hor gör
beni ertele
beni kına sözcü
hakaretine mazharım ancak iltifatına değil
şairliği sesinden öğrendim
gül sesinde kalem kağıda düşürdü beni
kulağımdan çekildiğin gün bir bulut gibi
o zaman yazarım yazabilirim şiiri
buncasını sayma ben okurken değil
sen söylerken güzel sandım
şiir mi diyorsun hâlâ
onun da bezirganıyım ancak
neşvedarım seninle sözcü
ama uzak şairliğe sayende hissiyatım

Sözcü şairliğini belli etmez rubai yazardı. Şair sanılanın yazdığı bu şiiri görmeden aşağıdaki rubaiyi yazmıştı o da:  

DAĞ

İçimde bir dağ büyür, dağın içinde bir dağ
İçinde kasırgalar, içinde acun, uçmağ
Şu dağlar nispetince bütün seyyiatımı
Hasenata çevirir tövbe denilen çerağ

Daha sonra önceden kararlaştırılan buluşma yerine şair sanılan gidememiş, yazdığı şiiri canı cümleden aziz bilinenle göndermiştir. Zalım sözcü yaman sözcü şair sanılanın kendine yazdığı şiiri buluşma yerinde okur okumaz oracıkta hemen anında bir rubai daha zımbalayıvermiştir kalplerimize:
  

EY ŞAİR!

Kelimelerle geldim, şair, beni dizele
Ve gizle mesneviye, kasideye, gazele
Gizle ki en bilinmez, en mahrem mazmun olam
Sonra da sun, okunsun bu şiir 'En Güzel'e

Dipnot                                             :
Şair sanılan : Fazlı Bayram
Söcü : Mehmet Yaşar
Canı cümleden aziz bilinen : H.Ahmet Eralp
 Editörün Dipnotu                            :
Tütün Kâğıdı Kabuğu: Sigara kâğıtlarının topluca içine konulduğu kalın kağıt. Ebatı üç sigara kağıdı ebadına yakın, dış tarafında sigara kağıdının reklamı olup, sigara kağıtları ile kucaklaştığı yüzü yazısızdır. Bu yazısız bölüm şiir yazmak için uygun olup, içindeki kağıda tütün sarıp içmek kadar etkilidir.
Tütün Kâğıdı Kabuğu'nun Hikâyesi: Tütün kâğıdı kabuğuna Fazlı Bayram yazısını ve şiirini yazdıktan sonra. Sigara Kâğıdı kabuğunun içindeki sigara kâğıtlarının bir başında, bir de sonunda sigara kağıdı ebadında iki kağıt bulunmaktadır. (Bilgi: H. Ahmet ERALP) İşte bu kağıtlara Mehmet Yaşar rubai yazmaktadır. Meraklıları için: Fazlı Bayram tütün kağıdı kabuğuna yazı ve şiirini yazarken içindeki küçük kağıdı Mehmet Yaşar'a veriyormuş. Bu arada Fazlı Bayram sigara kağıtlarının baş tarafındaki kalın kağıdı veriyor, sonundaki ikinci kağıttan habersiz miş. Bunu Mehmet Yaşar tespit etmiş ama iki rubai yazmak zorunda kalacağından Fazlı Bayram'a söylemiyormuş. Ama nihayetinde Mehmet Yaşar yukarıda yayınlanan iki rubaiyi yazıyor. Ancak bundan sonraki Fazlı Bayram'ın her şiir ve yazısına karşı iki rubai borçlanmış oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder