DÜŞ ÜLKESİNİN MELİKESİ / Sibel KÖK

Ey zamanın düş yorgunu yürekleri! Durun ve dinleyin beni. Ben; düş ülkesinin melikesi. Adını hiçbir lügatin yazmadığı diyarlardan geldim. Benim hikâyem zamanın en kadim hikâyesidir. Hiçbirinizin bilme- diği, bilemeyeceği tarih düşün söylediklerime! Asırlar önce- sinden sesleniyorum. Asırlar ötesinin siz düş (kün) lerine. Ben; düş ülkesinin melikesi, iyi tanıyın beni. Parmak uçlarım var benim her dokunuşunda bir coğrafya var eden gökyüzümde. Her birinizin düşlerine düşen sayısız güneş ışıldar, avuçlarımın zirvesinden süzülür Anka.

Kaf dağının eteğine Simurg'u yakan benim bakışımdır. İyi bilin, ellerimdir her birinizin düşlerinde gezinen. Sesimin ve sözümün yankısıdır içinizde devinip duran rüzgâr. Ben; düş ülkesinin melikesi ve siz; düş yorgunu gözlerini ülkeme dikenler! Halkımı çağlar ötesinin silahlarıyla katledenler! Haberler saldım gelişinizi engellemek için dört bir yana. Haberciler ulaşamadan daha menziline yorgun düştü dörtnala koşturdukları atlar.

Lanetlendi şehirleri ülkemin bilirim; lanetlenmiş şehirlerin kapısını açamaz hiçbir eğreti tebessüm. Ve siz! Eğreti tebessümlerle zamana caka satanlar! Tebessümünüzü damgalayıp lanetliyorum her birinizin düşlerini. Ben; düş ülkesinin melikesi…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder