SÖYLENECEK SÖZ VAR/Emrah KARACA

   Deliler gibi bir aşka sahip olduğunu düşünen uzun boylu delikanlı, diğer bir delikanlıya dönerek, acı bir tebessümle birlikte şöyle dedi:
   ”Çok sev Samet!...”
 Evet, diğer delikanlının adı Samed idi… Amma Samed’in de söyleyecek sözü vardı:
   ”Doğru dersin de ağabey; amma insan bu dünyada neyi severse başına imtihan olur. O yüzden boş ver sevmek istemem bu dünyadan hiçbir şeyi…” dedi.
   Hiç aşığa denir miyidi bu laf. Amma yalan mıydı aşığa söylenen bu laf? Onlar öyle göz göze bakadursun, bir zat çıkageldi; kimsenin tanımadığı bir zat… Bir vakit sonra çekip gideceği gelişinden belli olan bir zattı bu…
   ”Bir insan sevsin de, varsın masivayı sevsin. Hiç sevmemekten evladır bu… Bugün masivayı sever, bakarsın yarın Hakk’a rücu ediverir sevgisi de, doğru olanda karar kılmış olur… Amma kalpleri taşlaşmış olup da, sevebilmek işi sinelerinden silinmiş olanlar neylesin? Gönülde sevgi zerresi yok ki, başka bir vakit onu Hakk sevgisine iltica ettirsin… Amma ilkincisinin kalbinde sevebilme istidadı diri durur; sevebilmeye karşı kabiliyet sahibidir. Bakın Mecnun’a Leylasını aramaya çıktığı vakit Mevlasını buldu da döndü. Ya Leylayı sevebilecek gücü olmasaydı, Leyla’yı kim arardı? Mevlayı kim bulurdu?” dedi…
   Dedi ve bir daha hiç gelmeyeceği gidişinden belli olan bir gidişle döndü arkasını ve gitti… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder