YİRMİ DÖRDÜN ANKSİYETESİ/Metin ACAR‏










bu kadar çok düşünmemeliydim
Newton elmayı çok düşünmüş müdür?
ben elmayı yerken hiç düşünmem
mesela bir gün bir kere
elma düşse ağaçtan başıma
yok hayır elma çok klişe artık
benim başıma bir gün bir kere
nar düşse İstanbul'da
çok düşünmez hemen yerdim
yok hayır hemen yemezdim
Rabbim...
bu nar bana haramsa
yedirme derdim
galiba yemezdim.

knut hamsun'un açlığını düşündüm
evham yaptım galiba
hem benim kol düğmelerimde yok
yazdıklarım çok para da etmez
yok hayır hiç para etmez
yanılıyorum galiba
yazdıklarım
parayı kabul eder mi?
Rabbim...
yoksa bende mi
bende mi aç kalacağım acaba.

yirmi dördümde paragrafım
bitti, yeni bir satırbaşındayım
yine evham yaptım galiba
bende ölürsem bu sefer
kime kalır ki dünya

yine de
bu kadar çok düşünmemeliyim
mesela banane kardeşim
gayri safi milli hasıladan
ya da bankaların yüksek faizlerinden
ben o gece harcamışım zaten hepsini
yirmi dördümün gecesinde
yedim kendimi.

yaşamayı yeni öğreniyorum
işte bunu çok düşünmeliyim
yirmi dördümde nefes aldım
kuşlar bile nefes alıyormuş
yirmi dördümde öğrendim
insanlar gerçekten ölüyorlarmış
bunu bana Newton söylemedi
yirmi dördümde kendim öğrendim
nefes alıp veriyormuşuz
ilginçlik işte...
kuşlar da nefes alıp veriyorlarmış.

yarın istiyorsan erkenden kalk
biraz az biraz düşünme
herhangi bir mezarlığa git
şiir okuyabilirsin yaşamışlara
sonra Ebu Zer'in yalnızlığını hiç düşünme
bunu en son düşünürken
çok zor oldu biliyorum
en son düşünmeyi bıraktığımda
Ebu Zer hala çölde yalnızdı.
Sonu bilindik aslında
yalnız yaşayıp
yalnız ölmeliydi Ebu Zer.

kiri çıkası dünya
yine hep oyalıyorsun beni
düşünüyorum
seni kırmızı bir leğende yıkasam
çocukluğumu hatırlarım

beni düşündürürken güldürmedin
bari tebessüm ettirseydin
bir yirmi dört saat
bir yirmi dört yaş
bir anksiyete


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder