“CUMA KAPUSUNU AÇTIN MI?”/ Hacı Ahmet ERALP

SADIK ARKADAŞIMA . . .

Cuma kapusuna varmak samimiyet gerektirir, samimiyetlerin en samimisiyle niyetlenmeyi gerektirir. Yola çıkıp öylesine yürümek yeterli değildir, yolla birlikte yol olmayı gerektirir. Sen öyle bir çırpıda soruverdin amma cevabı hemen söylemek mümkün değildir.
            
Şehrin ışıklarıysa hala yolumu aydınlatan Cuma kapısına doğru giderken, aslolan ışığı kaybetmişim demektir. Şehrin anlamsız gürültüsüyse eğer hala beni uyanık tutan, gönlümüzün asıl ezgilerini unutmuşum demektir. Uyanık kalabilmek ezgilerimizle mümkün değil midir can? Ben hangi seslerin ayakta tuttuğu adamım o zaman? Ben asıl Işığı unuttuysam eğer hangi aydınlığın sarhoşluğundayım can? Aydınlıkları, aydınlanmayı karıştırdım birbirine can, ayık oluşumun vesilesi sesleri karıştırmışım can. Sesleri ve aydınlıkları kaybettim; Cuma kapusuna erişemedim.
            
Ayaklarım mıdır beni ilerleten, hangi vasıtadır beni Cuma kapusuna yetiştiren? Ayaklarımdan bi haberim can, bindiğim arabadan bi haber. Neyi nasıla kattım amma cevaplardan bi haberim. Koşuşturmalarım “bir” edir ancak bilirim amma “bir”den bi haberim can. “Bir” i kendime anlatamadım, Cuma kapusuna varamadım.
            
“Bir”den gayrı neye sarıldıysam “terkedildim” can, yetmedi bu bütün terkedilmelerin manasız acıları, hala “bir”den gayrısına meyleder durur nefsim. “Bir”e sensiz gitmek olmaz can, “bir”i sensiz anlamak olmaz, “bir”e sensiz yetişebilmek ne mümkün.”Bir”e can feda diyemedim, Cuma kapusuna yetişemedim.
           
Cuma kapusuna “yük”ü yük edip gidilir mi hiç? Nice yük varsa yüklenip yol alınır mı hiç? Yola ihanet değil midir bunun adı, yola saygısızlık değil midir? “Yük”ü anlatan şiire ihanet değil midir bu, “yük”e haddini bildiren şaire saygısızlık değil midir bu? Omuzlarıma, gametime bakmadan yüklendim yüreğimden gayrı bulduğum cümle yükleri. Yüklerin hepsine birden “HITTA” diyemedim, Cuma kapusundan içeri giremedim.
            
Aşk gerektirir Cuma kapusunda dumana karışmak. Âşık olmayı gerektirir Cuma kapusunda çayı yudumlamak. Aşk ancak “yar” olmakla olur can, aşk yâre layık olmakla olur. Aşk yâre feda olmakla olur, yâri feda etmekle değil can. Yâri dünyalıklara değişmekle olmaz, yar için dünyalıklardan geçmekle olur. Aşk yâri korumakla olur. Dünyalıklardan ve dünyalılardan mağaraya sığınmakla olur aşk. Dünyalılar dünya uğruna peşindeyken yâre sarılıp bir mağaraya sığınmakla olur aşk. Dünyalılardan kaçamadım can, mağaraya sığınıp yâre sarılamadım, yâre sarılıp, üzerimdeki bütün dünyalıkları dünyanın mağaraya koşan deliklerine tıkayamadım. Dünyalıları da, dünyalıkları da satamadım, Cuma kapusuna layık olamadım…

            

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder