EFŞÂ/ Sibel KÖK












/geceye hüznü giydiren
gündüzü hüzne beleyen rabbe hamd/

biz karanlıktan korkanlar usul usul bakarız göğe Efşâ
yedi kapısından geçeriz yetmiş türlü korkunun
ellerimiz yerle gök arasında bir aydınlık arar önce
bildiğimizce yasemin kokulu duaları
dudaklarımızda kıpırdanır kâinat
değince alnı secdeden kalkan dervişin dili damağına;
anlarız, zamansız ve mekansız karanlığın kalbimizde olduğunu
çokça kalbimizden korktuğumuzu
biz karanlıktan korkarız Efşâ
biz en çok da
hüzünsüz ve ağlamaksız kalbin karanlığından korkarız

/yitirip yitirip kendini bulduran
gidilen bütün yolları kendine çıkaran Rabbe senâ/

biz ne çok insan olduk
acıyla yoğururken yüreklerimizi Efşâ
kanla sulanan coğrafyalara
bilek damarlarımızdan âb-ı hayat sunarken
sınır çizgilerini kaldırmışken takılıp düşmesin diye çocuklar
ve acıdan bitkin düşen ülkeleri sallarken ayaklarımızda
ahh ninnilerle şehâdete yolcularken niceleri
ne çok büyüdük Efşâ
emin olduk korktuğumuz ne varsa
çünkü bildik, mümince çekilen her acı
aydınlıktır miraca çıkılan yolda

/geceye hüznü giydiren
gündüzü hüzne beleyen
yitirip yitirip kendini bulduran
gidilen bütün yolları kendine çıkaran
daraltıp da kalbe inşirâh veren Rabbe hamd, senâ/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder