“Kılavuzsuz çıkılmış yol gibidir dost olmadan sigara içmek; yarım kalmıştır bir şeyler ve sanki hiç tamamlanmayacak gibidir… Ama elinde iki bardak demli çayla geliyorsa dostunuz siz tam da sigarayla ateşi buluşturacakken; tamamlanmaya hazırdır her cümle, çıkılmaya hazırdır her yol, beklenmeye değerdir geleceğine yürekten inandığınız her gemi, ölmeye değerdir mutlak doğruya koşan her dava.”
Hacı Ahmet ERALP
Geçenlerde bir mesajlaşma telaşesinde Doktor Ağca bir kavram çıkardı ortaya. Konu tabi ki tıbbi bir mevzuydu ama alınan ilaçlar ve bulunan şifalar tıp literatüründe yoktu. Reçeteyi değiştirmeden aktarıyorum ki meramım net bir şekilde anlaşılsın: “Hemen 1000cc Sf içerisinde 1 ampul Destebaşı’nın sesinden şiir 1 ampul Türbedar tatlısı 1 ampul Evliya kerameti saatte 80 cc infüzyon”. Efendim bir topluluk düşünün ki cefası çok, şifası kendinden başkası değil. Yeryüzünde ve gökyüzünde, yerin altında ve göğün de üstünde ne kadar dert, tasa ve keder varsa, herhangi birine bu topluluktan herhangi bir kişi kapılsa, tedavisi yine bu topluluk. Altı yüz kilometre ötede olsanız da Destebaşı’nın sesiyle bir kederiniz yük olmaktan çıkıveriyor örneğin. Veyahut Türbedar’ın fikirli bir zarfı sizi o zalim gurbetten alıp, Kırlangıç’a bindirip (adamına göre Kuruyüz de olabilir) Kapıçam’a veya Sünii Cemevi’ne indirebiliyor. Daha da şapırdatayım; Evliyamız size kendini düşündürtürken bir anda arayıp en vahim hâlinizi çiçek bahçesine çevirebiliyor akıl almaz kerametiyle. Veya yine keramet gösterip sohbet ortasında Seher Yeli’ni çağırıverebiliyor. Hâl böyleyken tabi Doktor da maharetini, Hacısilin’den sonra, en mükemmel dost ilacını yaparak icra etmiş anlaşılan. Mesajının devamında da şu cümleyi kuruyor “Tahammül depolarını doldurup hastayı taburcu edelim, gurbetteki diğer dostlar var daha, bizim “üçler” hala elimizdeyken bol bol kullanalım”. “Tedavinin stoğu mu olur Doktor? Şifa tükenen bir şey mi? Gurbetteyiz, etme. Burada tahammül çabuk bitiyor. Dayanılmaz hale geliyor dost hasreti, iki kelimelik Destebaşı sesi, üç damla gözyaşılık Türbedar omzu, Allah iyi insanlarla karşılaştırsın dualık Evliya dili arıyor insan. Etme Doktor.” şeklinde cevaplar dilimde sıralanmış ama söze düşmemişken aklıma Bir Hocam geldi. İki Kişi. Allah hayırlı ömür versin, başımızdan eksik etmesin. Yine bu düşünceler içinde hafızamdan silemediğim hatıralar arasından Cennet Ehli peyda oluverdi. Dükkân’ın cennet tarafı. Ne kadar da fikirli bir ortam? Başkomutanlar mı dersiniz, Türküdarlar mı dersiniz, Seher Yelleri mi dersiniz, Güllüler mi yok veya Doktor mu eksik? Pilot bile var. Dervişmiş pilot olmuş misal. Avukat da var. Var oğlu var. Bir Cennet, Çok Kişi. Şuraya bağlayacağım ki meseleyi, Doktor zihnime farklı bir olgu enjekte etti üçler deyince. Bir Ağabey, Üç Kişi. Allah hayırlı uzun ömürler nasip etsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder