ILIK BİR SÖZ / Rıdvan TANIR



Sessiz sessiz akıp giden ömre razılık var gibi
Oysa hayat, işmar eder uzaktan
Gösterir riyakâr yüzünü köşe başında
Sesi de hoş gelir kendi de
Uçsuz bucaksız düşlere daldırır
İnsanı indirir sonra tekrar kaldırır
Rüyalar gerçek olsa kim bilir
Kaç defadır ölmüştüm bu günlerde
Ve görmüştüm yağmurda kanat çırpışlarımı
Kapı eşiğinden gözetlediğim girdapları
Kızıp da yaktığım kitapları görmüştüm kaç defadır
Adı konmayan umutlara bel bağlamış gidiyorum şu sıralar
Çünkü evet, yani, tam olarak
Emsalsiz seviyorum henüz yaşamadıklarımı ve yaşatmadıklarımı
Mesela Bogota’da bir dilenci beni bekler yıllardır
Ona bir Kolombiya pesosu bırakmalıyım ölmeden önce
Dünyayı en az bir kere turlamalıyım
Bütün umutsuzluğumla umut olmalıyım

Bugün sabaha karşı ılık bir söz duydum düşümde
Ilık bir söz sabaha karşı düşümde hayallerimi baltaladı
İntihar girişiminde henüz bulunmadım fakat
Bir eksiklik var gibi, Azalarım yerinde mi?
Ben buradayım, o daha derinde mi?
Zifiri yüzlerin karartısına hiç kimse telif istemez
Beklemez kimse kara kaplı resimlerin sergisini
Günün kederli yolculuğu son buluyor artık
Fakat ben balkon keyfi yapan karıncadan daha keyifli değilim
Hüzünlerim olabildiğince katmerli bugün

Evet, o gemide bende vardım
Dünya haddinden fazla temizdi
Bitmeyecek olan ben değildim
Fakat gitmeyecek olan belliydi
Uzun soluklarla boğulmuş
Bir kaplumbağa kolonisi benim hayatım
Her şerrin üstesinden gelebilirim
Ama bu çocuksu yanım, uçurtmalar yaptırıyor bana
Çocukken bilmediğim oyunları büyünce öğrendim üstelik
Bu gündelik keşmekeşinde hayatın
Şimdi bütün şeffaflığıyla her şey önümde
Ve bende gidiyorum artık
Hem de doğum günümde.
                                                                                                                              

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder