Taşın Ürküttüğü Resim/ Sibel Kök

 


Sonra...
Sonrası sanrılar
Kabuslar ve boşluklar
Hayatla aramıza çizilen keskin çizgi
Uçurum yahut
Yokluğa yakınlık varlıktan çok
Sonrası ihanet panayırları
Yangın yeri köhne vicdanların
Bilenmiş öfkeler
Haykırışlar yeryüzünün küçük ve sevimsiz tanrılarına
İbrahim'iniz nerede,
İbrahim'iniz nerede?
Nerede karıncanın yuttuğu deniz,
Kimsenin aldırmadığı ateş?
Siz ve diğerleri
Hani şu varlığıyla kimliğinizi inşa ettiğiniz
Bir başkası
Veya öteki
Ufalmış ruhlarınız geldiği yerden habersiz
Ve nefis
Ve iktidar hırsı
Ve iblisten ödünç aldığınız kibir
Modası geçmiş bir kamburun
Sarsılmaz kalesi gibi sırtınız
Yalanlar ve yanılgılar çağının
Açık büfe günahları
Nasıl da kabartıyor iştahınızı
El ovuşturduğunuz kazançlar mesela
Hangi kalburun üstüne çıkarıyor sizi?
Söyleyin de bilelim
Hangi dağın zirvesinde eteğinizin çamura bulanmış yüzü?
Siz, siz, siz
Kör şeytanın fal taşı gibi açıp gözlerini
Hayretle izlediğisiniz:
Heyhat!
Heyhat!
Bunca putu nasıl taşıyor kemiksiz gövdeniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder