KAPUYU ÇALAN KİMDİR/Mehmet MUHARREMOĞLU


Uzun İnce Yolculuğumuz: Güneydoğu Rapor Özeti II

Yola çıktım Mardin’e /Düştüm senin derdine… Vay lele lele halime! Mardin’e değil yüreğime… /Mevlam sabırlar versin yarini yitirene/ Ahmet Abi, biz yüz yıllardır yitik yarimizi ararız o dağ senin bu dağ benim! Yarimizi eller mi aldı yoksa biz mi gurbete gittik de yar sılada kayboldu? “Bana gurbet gezdirir kık bin başlık parası” Gurbet gurbet gezenin yüreğinde yağ ne gezer Ahmet Abi?

Sultan Şehmuz yolunda kurbanlar keseceğiz ama yar bize yüzün dönmez Ahmet Abi! Yare gidecek yüzümüz yok aslında. Yarin yüzüne bakacak yüzümüz yok. Bir bakabilsek kirpikleri ok olup kalbimize batacak… Gözleri güneş olup yakacak bizi.. Bilirim bir seher vakti Sultan Şehmuz’un huzurunda kirpiği de gördün sen gözü de… Diyor ki türküde “bülbül kıskanıyor diyar Mardin güzeli”… Sultan Şehmuz’a can kurban, Sultan Şehmuz’un huzurunda divan duran Aziz’e de kurban.

Bahar geldi güller açtı/Şu benim divane gönlüm başıma ne işler açtı/Seherin vakti geçti, sinemi yaktı geçti/ Hazırlanmış gitmeye, Güzel’in vaktı geçti! Güzel olan ne de çabuk geçiyor. İsmail Emmi benim sabah berber arayışımı hayra yormamıştı amma o berberde ben hayatımın hülasasını okudum Ahmet Abi. Mardin sokaklarında Zincirli Medrese’den Ulu Cami’ye uzanan yolculuğun kutlu olsun Ahmet Abi. Kızma Ahmet Abi, biz kenar mahalle çocuğuyuz. Köylüyüz, bir dükkanda bir dolmuşta atmışların yetmişlerin arabesk parçalarını duyunca dizlerimizin bağı çözülür. Düşüveririz oraya. Senin Medresede bulduğunu biz berber koltuğunda, çayhane sohbetlerinde buluruz. Bıttım sabunu gibi eski bir geleneği hatırlatır bize daracık sokaklar. Bıttım sabunu kokar saçlarımız. Çam sabunu kokarız biz Ahmet Abi!

“Ben Kasımiye Medresesiyim. Yeri gelince bir külliye, bazen bir dergah” Bazen eski Mardin’de bir küçük berber dükkanı olurum. Bazen eski berberin İzmir yollarına methiye düzen çırağı olurum. Ustası kadar eski Müslüm Gürses kasetleri dinlerken gözleri eski dar sokakların ötesinde yeni Mardin’den Batı’ya doğru genişleyen yollara dalan bir berber çırağı… Çırak kalmayacak Mardin’de Ahmet Abi; koymuş kafaya, İzmir’e gidip kuaför açacak…

Çıkalım Mardin’den Ahmet Abi… Medeniyet beşiği bu kadim şehrin Arapça Türkçe karışımı türkülerini pek sevmezsin sen. Sen tekdüzelik seversin.

İsyana çağırmalı türkülerin. Mardin medeniyet şehri, isyan etmiyor türküleri, birleştiriyor, sarıyor. Senin Türklerin de sevmez bu ortak kültürü. Camiyle kilise aynı sokakta olur mu hiç(!) Ayrıştırmalı onlar, onun için de aşağı Yenişehir yapmış yeni Mardinliler. Ne Mutlu onlara! Gidelim Ahmet Abi bu yetmiş iki milleti bir arada tutan otantik şehirden….

Harmanımız yerde kaldı bu arada Ahmet Abi!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder