DARAĞACI /Fazlı BAYRAM



/vahdet saygılı’ya/











elli metre olurdu abi
şiirin
müsadeyi önce verseydin
güller açmadan koparılmadı ama abi
açtı
koparıldı
gazeteye bilerek sarıldı
ben kağıdı
sen güllere gibi

çözüldü sonra bağı dizlerimin
kalbin ve aklın secde edişini öğrendim senden
sınırlarımda çatlak

***
üç nefer bir siper
sipere giren kurtulacak
her halde üçümüz de
ölüm yazardık kendi ellerimizle bahtımıza

***
getirdiğin her mecmua bir alem abi
mezarlıklar hayat kusuyor
sen hemen de yeter diye
biri bit meden soruların
biri başlıyor

evet
tuz gölünün kıyısına
sürülmeden önce yürümüşüz
cam kırıklarının üstünde
yalın ayak
ve her ırmak bir yüzünü senin gözünden akıyor
öbür yüzünü benim kalbime

bu kalbi varya abi
günlük kesiyorum
baltayla tahrayla
gürzle eziyorum kimi zaman
sonra yıkayıp tuzlu suyla
aklın çukurlarına salıyorum
her çukur bir girdap
bu aralar motorda yok ki kafamın içinde
kaçalım dağlara atlayıp cümle başlarında

***

üç nefer bir mızrak
akıl ruh kalp ve mızrak
kapan kurtulacak
kesin bu sefer ölüm
saplardık bağrımıza üçümüzde

***
laleler  gül açtı bu yıl deseler
nasıl diyecek mecalim yok
getir üç nüsha mazeret izni de
kâlû belâdan kalma
kehribar birer de tespih
rahat yürüyelim tuzlu yollarda
nasılsa kalbimizde kesik
ayaklarımız kan içinde olsa ne ki
yürürüz
yürümüyormuyuz

***
dördüncü denklem:
bu da eklem yerlerinde patlamaları aklın
her yolu deneyince sığınılan sundurma
müsadenle abi gideyim
belki yar beni bekler



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder