Masanın ucundaki titreyen kâğıda
Düşerken kelimeler,
Uyandır beni ey şair!
Bu şehirden,
Bu yağmurdan,
Bu hiçlikten…
Her bir harfin şekli,
Mürekkebin rengini yakalıyor…
Metropol şehirlerin yüzü gibi
Durmuyor duvardaki çivi…
Beynime saplanıyor o kurşun…
Bu acıyı kaç hiç doldurabilir,
Keşke her şey hiç olsaydı…
Ve hiçbir şey için değişseydi her
şey…
İçim paramparça ey şair!
Saman alevinin başlangıç noktası
gibi…
Gelecek… evet gelecek!
Bir başlasam biterdi filiz,
Hüma kuşunun kanatları
Gök yüzüne dokunurdu…
Çeşmede akan su,
Ellerinde kalem olmayı dahi
isterdi…
Oysa ben,
Her şey için kül olmayı seçtim…
Yolu ince ipliğe düşen şair!
Gergefin ortasındaki gül nakışı
gibiyim.
Hal buysa eğer, oldum bir kül…
Haydi yapraklarımı,
Motif motif işle iğnenin ucuyla…
Rengini kül yeşili yapabilir
misin?
Gül yapmaksa muradın
Önce başladığın şiiri bitir,
Kelimeler bir kül uğruna
Uçurumdan düşmesin.
Bak, kayıyor kalbinden
Tut ve yakala….
Masanın ucundaki titreyen kâğıda
Düşerken kelimeler,
Uyandır beni ey şair!
Bu şehirden,
Bu yağmurdan,
Bu hiçlikten,
Bu şiirden…
👏👏👏
YanıtlaSilTebrik ederim.
YanıtlaSil