GÜL RİSALESİ Ferhat ALTUN










-yaşayanlara-


1.

ölüm bahtiyar yokuşuna yukarıdan gelir

göğsünde biten çiçekler öksüzdür şimdi

insan her şeye tam zamanında geç kalır

gül bahçesi olur kabri ihtiyar çocukların

ölüm bahtiyar yokuşuna yukarıdan gelir

2.

ağzı açılınca gülce konuşurdu içlerinden biri

konuşunca gül dökülürdü dudaklarından 

gül dikenleriyle terbiye ederdi dünyayı

biri gül ezgisiyle gülce söylerdi söylediklerini

ağzı açılınca gülce konuşurdu içlerinden biri


gülü gülce tercüme ederdi içlerinden biri

tamburdan mevsimler devşirirdi

güldü mü dişleriyle demir döverdi

kanıyla emzirirdi yoldaşı çiçekleri

gülü gülce tercüme ederdi içlerinden biri 


biri başını uzattı devrilen göğe

türküler söylerdi gül ezgileriyle

çaldığı gül söylediği gül sustuğu gül

ve inatla dünyaya vermedi başını

 biri başını uzattı devrilen göğe


biri gülce susardı öyle vakur

gül ikram ederdi gül meclisine

gülden bir vakitti öyle kızıl

karardı bir ara kara gül gibi

hâlâ susar mı öyle vakur


aldılar yuğdular sonra gülleri gül suyuyla

gittiler gülden elbiselerle güller yurduna

gök bağırdı yer bağırdı onlar kavuştu yurduna

onlar ölmedi biz gömüldük dünya denen kuyuya

aldılar yuğdular sonra gülleri gül suyuyla

3. 

urfa yanan bir şeydir artık

sen temmuzdan bir elbise giyince

ve sesin kısılır gözlerin dolar

bir gül olursun ihtiyar çocukların kabrinde 

urfa yanan bir şeydir artık 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder