MAUN / Miraç DOĞANTEKİN


Sazımın sesinde rüzgârın sesi
Sazımın sesinde bin yıllık ağaç
Belli belirsiz ilerleyen bir gemi
Köpüğünün ne işi var bu dağ başında
Ey deniz
Gençliğinin bu en hoyrat yaşında
Sazımın sesinde sarp bir yamaç
Ruhumu pay eder vahşi kuşlara
Dinledikçe dinlenen bir kuytu orman
Güzel arıyorsan derinliğinde
Bilge arıyorsan karanlığında
Şimdi ne söylesem yerli yerinde
Turna göğe aşık gözü yok kuğunda
.
.
Aşığın bağında sesim duyanlar
Bir garip heyecanla ürperirler
Gözleri en olmayacağım yerlerde
Korkak
Dudakları kıpır kıpır eşlik eder
Beni bilenler sesimi bilmezler
Bir ben duyarım kötü ne varsa
Bir ben duyarım gülün koparılışını
Taşıdığım bu acı benim değildir
Yaşını gecelerden alan gözlerim
Bir maden gibi gözlerinde erir
Gözlerini tenzih ederim aynı kelimelerden
Sazımın sesinde bir çocuk ağlar
Sazımın sesinde bir genç kız güler
Bahtiyarlığını bitmekten alan türküler
Yâre yazılınca yarım bırakılır
Sazımın sesinde benim sesim var
Hanende olmayanlara sır


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder