Modernlerin dostu yoktur, “partner”leri, yâni
ruhsuz hayatlarının ortakları vardır. “Tanrılarından” koptuklarından bu yana
dostluğu ve dost olmayı unuttular. Ulvî olanı terk ettikleri içindir ki
modernler birbirlerine dost değildir. Homoekonomikus, yâni ekonomik insan
anlayışıyla bir aradadırlar.
Modernizm yalnızlaştırıcı, menfaatçi ve bölücüdür.
Dostluğu ve yakın olmayı engelliyor ve öldürüyor. Bu sebeptendir ki asrın büyük
âfetlerinden biri olan modernizme mağlûp olmamak için dost ve dostluğa sarılın.
Dost olamayanlar, dostu olmayanlar kalben malûldür.
Yalnızlaşma, yalnızlaştırılma, yalnızcılık modern
bir tehdittir. Modernliğin kıskacına düşen insan yalnızlaştığı gibi,
yalnızlaştırıcı bir tavır takınıyor. Yalnızcılık, fertleri ve
toplumu içten çürüten modern-kapitalizmin doğurduğu bir davranış, bir yaşayış
biçimi. Aslında bir hastalık. Günümüzde çığ gibi büyüyen modernliğin saldırılarından
biri olan yalnızcılık, yalnızlaştırma, ferdiyetçilik sosyal bir tehlike olarak
toplumu ve fertleri çürüten bir hayat görüşü olarak hızla yayılıyor.
Modernizmin “özgürlük” ve “bireyselliği” bir
ideoloji gibi öne çıkarması gelenekli ailevî değerleri tahrip ettiğini izaha
gerek yok. Daha kötüsü mesuliyetten kaçan, kendi başına bir hayat yaşamayı arzu
eden fertler yaratıyor ve diğerkâm olmayan, bencil fertler üretiyor. Fertlerin yalnızcılığı
tercih etmesi gittikçe sosyal yalnızlığa doğru gidiyor. Tüketim ve hazza hitap
eden modern-kapitalist sistem, “düşenin dostu olmayacağı”, yâni dostluğun
gereksiz bir zaman kaybı olduğu düşüncesini yerleştirdiği gibi dostluğu,
arkadaşlığı, akrabalığı anlamsız hâle
getiriyor.
Dostluk insanı kalbinden tutup diriltiyor
Dost ve dostluk ne sıcak kelime; insanı kalbinden
tutup diriltiyor. Dine dayanır, dinden alır gücünü. İnsanlığın kurtuluşu dost
ve dostluktadır. Çünkü kalbi vardır; bölücülüğe, sevgisizliğe, ayrılığa
karşıdır.
Dost ve dostluk derece derecedir; vehbî olanı var,
kesbî olanı var. İstikâmet dost olmak ve dostluk akidesine sarılmaksa kesbî de
olsa güzeldir. Bunun içindir ki dostluk üstüne tâlim yapmak
gerek. Dostluk, Allah’a kul olmaktır, sonra da kuluna muhabbet.
Kendini bilmek ve diğerine gönülden hissedilen ihtiyaçtır. Bu sebepledir ki
Müslümanın vasfıdır dostluk. Tasavvuf terbiyesinde dostluk insan olmanın en
temel ölçüsüdür.
Bu ülkenin insanları Yunus Emre Hazretlerinin
âhiret vuslatı için söylediği “Düştü özüme hubbü’l-vatan / Gidem hey dost deyu
deyu / Anda varan kalır heman / Kalam hey dost deyu deyu” mısralarını gönlüne
çeke çeke ve “Gel gidelim dosta doğru türkülerini” dinleye dinleye millet oldular.
Dahası bu topraklar bin yıldır dostluk akidesiyle vatan
kılındı.
Dostluk akidesine
sarılmak
Bütün peygamberler ve veliler dost olmayı öğretmek
için geldiler. Dostluk akidesini yaşatanlar, insanı kâmillerin öğrettiklerine
sâdık kalanlardır. Dostuyla dilleşince sürur ve şifa bulanlar, dostluk
akidesine sarılan bahtiyarlardır. Dostluğun amentüsünü
Efendimiz aleyhisselâtüvesselâm buyurmuşlar: “Ruhlar âleminde birbirleriyle
tanışmış olanlar, dünyada da birbirleriyle uyuşurlar. Kişi dostunun dîni ve
ahlâkı üzerinedir.”
Hz. Ali Efendimizin “Dost edinin, onlar sizin için
dünya ve âhiret sermayesidir” sözüne inananlar, dünyada ve âhirette rahat etmek
istiyorlarsa dostlarını çoğaltmalıdırlar. Dünya imtihanını savuştururken ekmek
ve su gibi dostu olan kârdadır. Bundandır ki, üç çeşit dosttan gıda gibi olanı
tercih edin, diyor âlimler: “Bir dost vardır; gıda gibidir, insan onu her gün
arar. Bir dost vardır; ilaç gibidir, gereğinde aranır. Bir dost vardır;
hastalığa benzer, o seni
arar.”
Bir nasiptir dostluk, hesaba
gelmez
Hesap yaparak falan kişiyle dost olmak istiyorum
derseniz dost olamazsınız. Bir nasiptir dostluk, hesaba kitaba gelmez.
Çevrenin, akrabanın, maddî münasebetlerin tayin etmediği kalbî bir emekle,
gönül ve meşrep benzerliğiyle neşvünema bulur.
Hesapta olmayan biriyle dost olunabileceğini
İmam-ı Gazâlî asırlarca önce söylemiş: “Bâzan iki kişi arasında sûret ve
ahlâkta güzellik olmadığı halde ülfet ve ünsiyeti gerektiren bâtınî bir
münasebet sebebiyle en kuvvetli samimiyet rabıtası da
kurulabilir.” (İhyau Ulumiddin, Cilt:2, s.
404)
Bir dostlukta ter dökülmüşse o dostluk
helâldir
Dostluk zorla olmaz; kerhen yürünecek bir yol
değildir. Hâlini sorduğumuz, her dem yüreğimizi yolladığımız, birbirimizin
derûnunu paylaşıp cezbeye kapıldığımız, hasbıhalinden huzur bulduğumuz, olmazsa
olmaz dediğimiz, varlığına kalben “râzı” olduğumuz, yâni gönül yoluyla tanış
olup gönlümüze ayna olan insan dostumuzdur. Bir dostlukta ter dökülmüşse, o
dostluk helâldir, hilesizdir, hak
edilmiştir.
“Kâinat dostluk üzere halkedilmiştir”
Dostsuz insan taş misâli kupkuru ve soğuktur.
Vaktin de bir eceli var, vakit geçip gidiyor. Vakit geçmeden dostluk ateşini
yakmak, hayatı dostluk üzere kurmak istiyorsak, dostluğun pîri Fethi
Gemuhluoğlu’nun “Dostluk Üzerine” kitabından dostluk akidesini tâlim etmek
gerek:
“Dost, ol kişidir ki, öldürülmesi muhakkak ve
mukarrer olan gecede Peygamber-i Ekber’in yatağında yatan, O’na Şâh-ı Velâyet
denir. Dost, ol kişidir ki, Yâr-ı Gâr’dır. Kucağındaki mübârek bir emanet
vardır: Bütün delikleri elbisesinden muhtelif parçalarla tıkar, son deliğe
tabanını dayamıştır. Oradan Ebûbekr’i yılan sokar. Dost son deliğe tabanını,
taban gibi görünen gönlünü uzatandır, gönlü ile orayı tıkayandır. Önce yoldaş,
sonra yol. Ezelde aşk vardı. Demek ki kâinat aşk üzere, dostluk üzere
halkedilmiştir. Fikre dost, ağaca dost, komşuya dost, insana dost, dosta dost
olunuz.”
Yanan yüreğimizle bir daha söyleyelim:
Gemuhluoğlu’nun dostluk akidesince yargılananlardan, gönül üstüne kavilleşmiş
olduğu dostlarını terk edenlerden olmayın. Dostlarını terkedenler, âhirette
dostluk üstüne sual vereceklerdir. Dost ve dostluk sualini veremeyenlerden
olmak ne
hazin!
Modern hayatın, paranın ve konforun fayda
vermeyeceği zamanlar gelmeden önce dost olmak, dostluğu çoğaltmak gerek. Bezm-i
elest’te tanış olup dünyada da dostluğunu devam ettirenlerden olmak
bahtiyarlıktır. Yunus Emre Hazretlerinin sözüyle “Dost yüzünü göremezsem, bu
gözlerim nemdir benim” diyen gönül olmalı. Dosttan gayrı gönle şifa var mıdır?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder