Size kırk metrekarelik gökyüzü düştü
Bana demir parmaklıkları pembe
Bir ufak pencere
Ve duvarları
“İç açıcı” diyorlar
Ben “can sıkıcı” diyorum
Düzenli aralıklarla bahçeye çıkıyorsunuz
Ben ancak mesai saatleri dışında
Kendi haneme
-Kendi mapushaneme-
Ve kapınız kapanıyor her akşamüstü
Benim kapım hep açık rüzgâra
Size gözünüz alabildiğince
Güneş düştü
Bana ikindi sonrası biraz
Bilmiyorsunuz aynı havayı soluyoruz
Gün boyunca
Ve ben en uygun saatte geliyorum ayağınıza
Siz uyusanızda sayılıyorsunuz
Ben her sabah
Fiyakalı bir imza borçluyum
Ve 8:30’dan önce
Mor gözlerimi bırakıyorum ekrana
Size:
“Cezanız bitince çıkarsınız diyorlar”
Bana:
“Nerden düştün bu genç yaşında”
Ve bilmiyorsunuz
Sigaramı pencere kenarında içiyorum
Dumanı yüzüme vura vura
11.05.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder