Prof. Dr. Suat KIYAK hocamın evvela “Bir Nefes… Bir
Kalem… Bir Kitap…” ve “Bir Bak… Bir Gör… Bir Oku…” kitaplarını
okuduk. Her satırı, her sayfası özellikle gençlere, daha doğrusu insanlara yol
tarif eden, gerçekleri gösteren bir üslup ve mizanpaj ile hazırlanmış
kitaplarını okumaktan çok haz duymuştuk. O yıllarda Suat hocanın UD’u, sesi ve
UD’un tellerine dokunurken ki edası ile de tanıştık. Sonra doyumsuz sohbeti…
Bahsi geçen ilk iki kitap ismi, muhtevası
ve arka tarafında ÜCRETSİZ ifadesi açısından bize çok ilginç gelmişti.
Günümüzde her şeyin para, döviz ve altınla ölçüldüğü bir ortamda Suat Hocanın
emeklerini, onca çabasını kitaplaştırarak ÜCRETSİZ ifadesiyle kitaplarını
yayınlaması yazı çizi işiyle iştigal eden bizleri bir daha düşündürdü.
“Bir An, Bir Gün, Bir Ömür” ve “Bir Harf… Bir hece… Bir Kelime…” kitapları
çıktı yakınlarda. Önceki kitaplarda olduğu gibi bu kitapları da fakire
imzalayıp gönderme lütfunda bulunmuş hocam. Kitaplar geleli bir hafta oldu ama
yeni okuyabildim. Önceki kitaplarda olduğu gibi yine iki kitap birlikte çıktı.
İkiz kitap. İlk iki kitap ikizdi. Bu son çıkan kitaplar da ikiz.
Yazımızın başlığında da arz ettiğimiz gibi
kitapların fiyat yazması gereken yerde ÜCRETSİZ
yazısı ile karşılaşıyoruz.
Dolayısıyla VAKIF KİTAP dedik.
Kitapların muhtevası ile birlikte her yazı
için seçilen resimlerden de söz etmeden asla geçilmemeli. Resimler de başlı
başına bir anlamlar deryası…
Dönüp dönüp okuduğum yazılar oldu kitapta.
Tekrar tekrar bakıp düşündüğüm resimler, kendi içinde ayrı bir mana taşırken,
yazı ile birlikte düşününce başka düşüncelere sevk ediyor insanı.
Muhteva o kadar tatlı, kitaplar o kadar
kolay okunan kitaplar ki doyamazsınız okumaya. Hatta okuyup raftaki kitapların
yanına koymamalısınız. Elinizin altında Durmalı bence. Çünkü yazıların çoğu
birkaç dakikanızı bile almayacak yazılar ama hayatınıza yön verebilir nitelikte
her biri.
Bir köyde bir yol ayrımına oturmuş bir ak
sakal düşünün. Gelip geçenlere: “şu yol tehlikeli, şu yol çamur, şu yol sapa,
şuradan dikkatli git evladım” dediğini hayal edin. İşte o kadar tatlı ve o
kadar sade bir şekilde insanı ikaz ediyor kitabın muhtevasını oluşturan
yazılar. Bazen da tatlı bir şekilde “DUR!” Diyor “DUR!” “Buradan gitme
incinirsin. Yanlış yaparsın. Kendine zarar verirsin.”
En önemlisi de “DÜŞÜN!” diyor bazı
yazılar. Çoğu zaman da sana bırakıyor düşünmeyi. Gerçekten aklın, zihnin, dimağın,
inancın, imanın varsa düşünürsün.
Düşününce de görürsün.
Görürsen durursun.
Durursan olursun.
Olursan bulursun
Bulursan…
En iyisi yazımı noktalayayım. Suat Kıyak
Hoca gibi söylemeye başladım. Bulaşıcı mı ne? Bari hocamdan UD çalmak bulaşsa.
Az çok kalem tutabiliyoruz acizane… Mızrap vurma tarafı bulaşsa,
musikişinaslığı bulaşsa ne güzel olurdu.
Prof. Dr. Suat KIYAK hocanın bilimsel
çalışmalarının, üniversitede ders yoğunluğu ile musiki mesaisinin yanında kitap
alanında da çalışmalarına selam duruyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder