Yüreğim
yanımda dedim adamlara, anlatama- dım. Dinletemedim. Çırpındım. Numaradan da olsa
ayaklarına kapanır gibi yaptım. Ellerine sarıldım öpmek için, inansınlar diye.
Bayramlarda
el öperdik. Anamızın babamızın tüm büyüklerin. Bir de ilkokul öğretmenimin
elini beşinci sınıfta diploma aldığımda öpmüştüm. Öyle yapmaya çalıştım.
Meğerse
ben ne kadar güvenilmez bir kul olmuşum.
-Bakın
Diyorum
-Elinizi göğsümün
üzerine koyun atıyor işte. Bu kalp bu yürek.
Diyorum.
-o yürek
değil
Diyorlar.
-gonülden
kopmuş sadece bir et parçası.
Sanki kendileri
gönüllü çok iyi biliyorlar da ben bilmiyorum.
Ama bu
işte bir işin var olduğundan adım gibi emin olmaya başladım. Bu işte
birilerinin dahli var gibi geldi bana. Yoksa bu aktöre mekanik adamlar yürek
nedir, yürekdaş nedir nereden bilecekler ki?
Hem nereden bilecekler “yüreğin yanındamı”? lafını. İlk yanıma gelen bu
soruyu sordu bana. Hem benim yürekdaşlarımı nereden tanıyacaklar.
Belki
belki dedim ama kimsenin de günahını almak istemedim.
Kendi
kendime;
“Bak lan
yürek falan derken pisipisine gitmeyelim yani”
“Bunu da
bana taammüden yapılan operasyondan sonra anladım zaten”
“Doktor
doktor senin hastanenin önünde incir ağacı bile yok. Siz beni ne hakla
keseceksiniz. Hem ben iyileşemezsem nasıl türkü çığracağım. “Hastanenin önü araba
parkı” diyemi türkü çığracağım”
Dilimde,
sedyeyle odadan çıkarken, yani operasyon mahalline doğru giderken elime tutuşturulan
bir yol ayeti ve birde sevda hadisini mırıldanarak, soluk lambaların o çiğ
ışıkları altında doğudan batıya, batıdan doğuya gidip gelen orta asya
bozkırlarındaki trenler misali ben sadece sedyenin tekerleklerinin çıkarmış
olduğu tıkırt tıkırt eden sesleri duyuyordum. Biz ha bire yol alıyorduk. Yön kavramını
yitirmiştim. Sadece gözlerim tavana dikili ara sıra kapılardan geçtiğimiz
oluyordu. Bilemiyorum o yol kaç yıl sürdü. Kendi kendime ;
“Ben
zaten bin yaşındayım”
Dedim.
Benim aklımda şimdi sadece bir hafta önce şehir dışında bir yerde gördüğüm kıl çadırda
serili Gürcü kilimindeki nakış vardı. O kilim kaç yaşındaydı acaba ? işte şimdi
merak etmeye başlamıştım.
Bir
yerlerden sesler geliyor. Önce esrük vaziyette narkozlu olduğumu sandım. Ama
biliyorum bu bir bağlama sesi. Araya sıkıştırılmış gitarla fon müzik. Sesli bir
şekilde;
“Bir
yerlerden müzik sesi geliyor”. Dedim.
Başucumdaki
muşmula suratlı olan herif.
“Evet
arkadaşlar müzik dinliyor. Burada işler biraz yoğun geçiyor”.
“İyi ya
işte dedim türkü olan yerde narkoza gerek kalmaz”.
Ama hala
karışık şekilde estruman sesleri geliyordu. Arada bir bağlamaya geçiyor. O da
beş altı saniye sürmüyordu. İnsanı iyice çileden çıkaran bir ortam.
“Bu
resmen işkence”
dedim. “Neden”
dediler.
“
Kardeşim burada türkü yok mu ki uyarıcı müzikler çalıyor ?. Bura da asıl komaya
sokan müzik lazım yani”
“Yani”
dedi yine o suratsız.
“Yani
türkü lazım” dedim.
Tam
narkoz iğnesini yiyecek zaman aklıma bir hinlik geldi kolumu bacağımı
toparladım. Kalkıp oturmak istedim. Ama iki izbandot gibi görevli tekrar beni
yatırdı.
Ben
gülmeye başlamışım. Orayı hatırlıyorum.
“Beni narkozla
falan uyutamazsınız”. (kırmızı gül )türküsünü çalarsanız belki”
Başucumdaki
adam
“Bu adam
türkü falan istiyor. Burayı bilmem nere sandı herhalde” Dediğini duydum.
“Yaa biz
bunu parçalayacağız ama. Sakın bunun yüreği yanın da olmasın” Dedi ötekisi
“Bakma
sen onun söylediklerine o komplocunun teki, ara sıra saçmalar, biraz kaçıktır
kendisi”. Dediğini duydum.
Sonra
“hoca geldi” dediler. “hani hasta daha uyutulmamış” dediğini duydum.
“Bu hasta
türkü istiyor hocam” dediler.
asıl beni
kesecek olan hoca dedikleri zat “İstiyorsa sizde çalın. zararsız bir istek”,
dedi.
“Aman
allahım burada zararlı isteklerde mi var ki”?
“Kırmızı
gül türküsünü istiyor. İnternetten bulalım da bizde işimizi bitirelim” dedi
suratsız olan adam.
“Kırmızı
gülün alı var” şarkısını duydum.
“Hayır bu
değil”.
Muşmula
suratlı olan yüksek bir ses tonu ile
“Ya
hangisi kardeşim” dedi..
“kırmızı
gül demet demet”
“Adamın o
kadar acelesi var ki. Adam Sanki Pentagon’un Ortadoğu operasyon şefi. Meğerse
narkozcuymuş”.
“Yok öyle
yağma”. Bu cümle bana ait.
“hem
keseceksiniz, hem son arzuyu yerine getirmeyeceksiniz”
Kırmızı
gül türküsünün sesini duymaya başladım. Bir mısra iki mısra derken “kırmızı gül
her dem olmaz” cümlesini duyduğumda ayaklarımdan yukarıya doğru bir şubat
soğuğunun yürümeye başladığını hissederken gözlerimden bir iki damla yaşın
döküldüğünü hatırlıyorum. Ondan sonrasını hatırlamıyorum.
Ölüm; Hiç
güzel olmasaydı ölürmüydü peygamber ?
Uyandığımda
başucumda dillerinin hiç anlamadığım bir sürü adam Dr. Nicolensin Turtpun
anatomi dersi taplosunda olduğu gibi konuşup duruyordu. Biri ikisi o kadar
heybetli duruyorlardı ki. Eskiler bunlara ecinnili derdi. Ben ilk önce dünya
değiştirdiğimi sandım. Başucumda konuşanları da sorgu melekleri, ama konuşmalar
ahret lisanına benzemiyordu. Arap dilini anlamasak ta bir kulak aşinalığı
vardı. Kesin biliyordum bunlar öbürdünya dili değildi. Acaba ahretinde mi dili
değişmişti. yoksa bunlar arafta bir yerlerde mütercimlik yapan zevatlar mıydı.
Aklıma da gelmedi değil. Sanal dünyadaki Ahmet ağbi gibi şanslı değildik. Şimdi
orada olmak vardı. Sorardık Ahmet ağbinin tercümanına iş tamam. Yeni deyimle
sıkıntı yok.
Haşa ahret
dili değişirmi hiç? Biz hep duyarız. Ahret dili kitap dili. Cennet dili kuran
dili dedim kendi kendime. Biz hep böyle duyduk böyle belledik. Ya mezar dili.
Cehennem dili. Başka mı acaba ? bu işte anca mantık yürütülürmü ?. Akıl
yürütülürmü ?.
Sonra
kendi kendime “ lan oğlum ahret ahrettir, akılı mantığımı olur. Mezar da
cehennem de cennette ayrı dilmi olur ? Allah’ın
dili kuran dili değil mi? Yine aklıma sanal alemin böyükleri geldi. Keşke onlar
olsalar da sorsaydım diye. Keşkeler de çoğalınca iyice ben dünya değiştirdiğime inanmaya
başladım.
Bir an adımı
söyleyerek “uyandınmı uyandınmı” seslerini duydum. “kendine geliyor” dediler.
Ben hala keşkeler le uğraşıyor ve tercüman derdindeyim.
Allahtan
adım değişmemiş dedim.
Meğerse
ben yine sanal dünyada imişim ve konuştukları dil latince yani tıp dili
dedikleriymiş.
Sanki
tıbbın piri İbnisina da tıp dili olarak latince konuşuyordu.
Boşu
boşuna günah olduk. Az daha gavurca Latinceyi ahret dili yapıyorduk.
Neyse biz
daha yalancı dünyada olduğumuza iyice kani geldik.
Başucumdakilerinde
bir sürü insan değil iki kişi olduğunugördüm.
Kendi
kendime “özgürlük iki artı iki her zaman dört etmez dediğinde başlar, sonra
gerisi gelir” diye büyük bir laf ettim. Bu lafı reel olarak aktöresiz bir
şekilde söyledim.
Yoğun
bakımdan sonra sabaha karşı beni servise aldılar. Aman allahım o da ne.
Servisteki televizyondan bir türkü sesi hem de yüksek ses tonu ile. “bugün dost
yaralanmış”. Zaten ziyarete gelen orta yaşlı adam “ senin nasibinde o varmış”
dediğinde ondan sonra yorum yapamadım.
İki gün
sora bir orta yaşlı adam ve iki genç. Koridorda karşılaştık. Orta yaşlı adamın
elinde poşette iyice sarılmış bir şişe kolanya
ve tatlı bir tebessüm.
Sabah
olduğunda doktora kolanya ikram ettim.”bu herkese nasip olmaz hocam” dedim.
“Ne o kabe
den mi geldi yoksa” dedi. “ilk defa bir hasta kolanyası dökünüyorum” Israr
etti. “Herkese nasip olmaz da ne demek.
“yok” “bırakalım
hocam neşterle başladık sızılı bitirelim” dedim.
Mali olarak aşağı mısın? Bir kredi mi arıyorsunuz?
YanıtlaSilKişisel Krediler, Ticari Krediler, Öğrenci Kredileri, Taşıt Kredileri ve Kredileri sunuyoruz.
Faturaları 8000 Dolardan 14.000.000 Dolara,% 3 Dolara
faiz oranı. Krediler yasal ve yasal amaç için olmalıdır. Eğer ihtiyacın varsa
finansal yardım / Krediler şu anda doğrudan bizimle iletişime geçin:
peterheymannloanoffer@gmail.com
Saygılarımızla,
Bay pater L Scott.
İletişim E-postalar: Peterheymannloanoffer@Gmail.com
************* ******************************************************** *****************
NOT: SPAM FOLDERİNİZDE UYARI MESAJI OLARAK BU MESAJI GÖRÜYORSANIZ
E-POSTA DOMAIN AĞ SAĞLAYICINIZA BAĞLI.
Bizimle iletişime geçin:
YanıtlaSilBBM INVITE ile: {D8980E0B}
WhatsApp: (+ 44) 7480 729811
Tel .... (+ 44) 7480 729811
(İskandalestari.kreditpersatuan@gmail.com)
Meşru, dürüst, saygın ve acil bir krediye mi ihtiyacınız var? Yasal borç arayışınız bugün burada sona eriyor, çünkü finansal ihtiyaçlarınızı karşılamak için buradayız. Bankalar veya finans kurumu tarafından herhangi bir nedenden dolayı bir kredinizi reddettiğinizde, artık endişelenmeyin Finansal sorunlarınız hakkında biz maddi talihsizliğinizin çözümü biziz. 32.000'in üzerinde işletme sahibine işletme kredisi milyarlarca (farklı para birimleri) verdik. Büyümek için doğru işletme kredisini sağlamak için kendi belirlediğimiz risk teknolojimizi kullanıyoruz. senin işin. Düşük faiz oranlı her türden kredi sunuyoruz ve kredinizi geri ödeme süresi de krediniz Kötü bir krediniz var mı? Faturaları ödemek için paraya mı ihtiyacınız var yoksa yeni bir işe başlamak gerekli mi? Yetersiz fon nedeniyle bitmemiş bir projeniz var mı? Yararlanacak herhangi bir uzmanlığa yatırım yapmak için paraya ihtiyacınız var mı? ISKANDAR LESTARI KREDİ FİRMASI amaç mükemmel profesyonel finansal hizmetler sunmaktır