YOL RESMİ / Hasan EJDERHA



Yoldayım
Etrafımı çevrelemiş
Dağlar eşlik etmekte
Bir de çiçekler
Sapan taşı gibi bakışlarla
İzlemekteyim önümdeki ovayı 
Ki rengarenk bir huzur
Kaplamakta havayı
Davayı sırtlanmış gibi eğilmiş kayalar
Rüzgarla cebelleşmekte yer yer
Bulutlar ise dağlardan daha uzakta
Yanı başımdan akan nehir
Abdest zamanını fısıldamakta

Panoramik hatalar yaparsam
Gündüz gözüne hem de
Hasan Keklikci düşünsün
Düzeltemesin isterse
Strese iyi gelen sövgüler
Heybemde
Tehdide
Aldırmazsa bilsin ki
Hangi telakki
Uyarsa duruma
Çeşit çeşit hamlelerle
Hazırım hücuma

Buradan ötesi dikenlidir yolun
Düşünmek bana mı kalmış
Hem de yorumlamak ha!
Akif Şen gibi bir deha
Aha şurada
Yokmuş kisvesine bürünen
Varlığı
Herkese aşikâr
Kâr ve zarar
Neyime benim
Varılan yer kadar
Önemliymiş ya
Yola çıkma niyetim

Ah bu dostlara dair
Bildiklerimi bir döksem
Daha ileri gidersem
Kızar mı Ahmet abi
Harbi delikanlılar
Dizilmiş karşısına
O, şimdi meşgul
Aykırı üstat gibi bir bülbül
İsmail hoca gibi
Bir gül
Kokusu sinmiş cümlesine yiğitlerin
Hünerin yasası
Yazılmakta
Gün be gün

Karanlıkta yanan
Mumun çığlığı kadar
Bir nara ile duyursam bulutlara sesimi
Nefesimi rüzgâra katıp
Günalan atlılarla
Dualar yollasam hocamlar katına
Zatına mahsus duruşu Raşit’in
Ya da asaletini Mehmet Yaşar’ın
Derviş Ferhat ile harmanlayıp
Hacahmet ve Oflu Süleyman kabında
Fazlı ile göndersem
Kabul görür mü duam
Oysa rüyam
Süslemişti yağmuru
Baharı getirecekti cemre bakışlı
Çocukları Ökkeşlerin alplerin

Murat yalnızlığında bir at
Bizim İstanbullu gençlerin
Kırım hanedanına yolculuk hazırlığı gibi talimde şimdi
Hangi ikindi
Kırar kilidi
Bilinmez
İl kez varlığı hüznolan turnalara karıştı aklım
Emmi inan ki varlığım fıtratımla bir durur
Meclisler kurulur
Cümle âlemde
Nefsim kudurur
Nerden geldiğini bilmediğim neferler
İçimde kılıç vurur
Alınan her baş ile birlikte
İçimin tabiatı dirilir
Güller
Ve başaklar
Derilir


Yağmura ulaşmak için
Dik duruşu gerekli belki de Savaş Hocamın
Uşşak bir makam ısmarlasa uzaklara
Gelse kurulsa bir ud ve tambur
Yol alsa çargâh makamına doğru sonra rast, bayati ve hüseynî
Mahur bir taksimde ah o sesi tamburun
İnsanın içini oyar
Mızrabı kehribar
Arkasından bir hüzün
Sonra gene hüzün
Bir daha hüzün
Gündüzün kirinden
Temizleyecek kadar bir hüzün…

İşte emmi
Yolculuğum
Bağlama ile dem tutulan
Şiiri kadar zarif
Yasin mortaş’ın ve
Enver hocanın
Mithat’ın nutuk atması
Kadar sessiz
Halilcik Duran’ın
Çocukluğu kadar kimsesiz
Kalabalıklar içinde yalnız
Adımlarımdan iz
Kalmamacasına
Hatta uçarcasına
Bir yolculuk benimkisi


1 yorum:

  1. KİM BİLİR? O!
    HANGİ CÜMLE SANA BENİ ANLATIR.
    YALNIZLIK!
    ADIM ATMADAN KOŞUYORSUN
    MÜHÜRLÜ SÖZLER GELİR YOLUNA
    SON DEM DİLE DÜŞTÜK
    NE ÇIKAR? O!

    YanıtlaSil